Selamun aleykum  hocam insaallah afiyettesinizdir..

Sorum şu ;

1 \ kurslarımızda iftar yemekleri için para toplanıyor..bunun için verilen para zekata sayılır mı. ? (Bu para büyük ihtimal Kursun bir ihtiyacı için harcaniyordur) 

2 \ zekât parasından talebeye kıyafet alsak  zekatolur mu?

3 \ Talebenin eşiği altından olsa zekat verilir deniyor..gercekten talebe veya hoca zengin olsa da zekat sayılır mı? 

Allah razı olsun...

Ceyla

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Sağlığımızla ilgili güzel temenniniz için teşekkür ederim. Dualarınızı bekliyorum.

1- Bu husus sıkça sorulduğu için hükmü belirttikten sonra meseleyi biraz genişçe ele alıp değerlendirmeye çalışalım. Ve hemen net olarak belirtelim ki;

İftar zekât yerine geçmez. Zira zekât; zekâta ait malı, zekât niyetiyle, verilmesi gereken kişiye temlik etmektir, yani onun mülkiyetine-uhdesine geçirmek, tasarrufuna vermektir. O bakımdan, zekât verecek kimse, zekâta niyet ederek bir fakiri doyursa, temlik olmadığından zekâtını ödemiş sayılmaz. Nitekim Ömer Nasûhi Bilmen merhum Büyük İslam İlmihali’nde bu hususu şöyle açıklamaktadır:

"Bir kimse, usûl ve fürûundan olmayan ve yalnız akrabalık yönünden nafakası üzerine düşen bir yetime (yoksula-fakire), zekât niyeti ile elbise yaptırsa veya bir yiyecek verse, (yani bunları ona temlik etse, eline-emrine verse), zekâtı yerine geçer. Fakat böyle bir yetimi (fakir ve yoksulu) kendi sofrasına alıp beraberce yedikleri yemeği zekâtına saymak isterse, (ki, iftar davetleri de iftarı verenin sofrası sayılır) bu İmam Ebû Yusuf'a göre caiz olursa da, İmam-ı Azam ile İmam Muhammed'e (rahımehumullah) göre caiz olmaz. Çünkü bu halde temlik bulunmaz.

"Zekâtın, zekâta ehil olan kimseye temlik edilmesi (mülkiyetine geçirilmesi) şarttır. Onun için fakirlere ikram olarak yedirilen yemek zekât sayılmaz.

"Yine, (temlik olmadan) bir hayır işine harcanan para zekâta sayılamaz.

"Zekât parası ile hac yaptırılamaz.

"Kezâ zekât parası ile ölülere kefen alınamaz veya borçları ödenemez. Fakat bir fakir, aldığı zekât parasını kendi rızası ile bu gibi hayır yollarına harcasa, bundan hem o fakir, hem de ona zekâtı vermiş olan şahıs sevab kazanmış olur.

"Ve yine, bir fakiri bir evde oturtmakla zekâta saymak caiz olmaz. Çünkü bu bir temlik sayılmaz." [A.g.m. ve e., Zekâtı Ödeme Yolları, İstanbul 1966, s. 357, md. 90-91]

Fetvâ da İmam-ı Azam ve İmam Muhammedin (rahımehumallah) kavli üzeredir.

2- Zekâtı, talebeye veya bir yoksula kıyafet olarak vermekte bir mahzur yoktur. Maliyeti kaç para ediyorsa, o kadar zekât vermiş sayılırız. Ancak onun kıyafete ihtiyacı olup olmadığını bilmemiz gerekir. O bakımdan, zekâtı aynî değil nakdî olarak vermek ve talebe ya da yoksulun kendi ihtiyacı olan şeyi almasını temin etmek daha güzel olur.

3- Kur'an-ı Kerim’de zekâtın verileceği / harcanacağı bildirilen 8 sınıftan birisi de fî-sebîlillah yani Allah yolundakilerdir.

İmam Kasânî'nin (H. 587 - M.1191) Bedâyiu's-Sanâyi’ fî Tertîbi’ş-Şerâyi'  isimli muhallet eserinde, fî-sebîlillah kavramı ile Allah yolunda çalışanların / hizmet edenlerin kastedildiğini ifade eder. Detaylı bilgi için bkz.

http://halisece.com/fikih/12-zekat/352-zekatin-verilecegi-harcanacagi-kisiler-ve-muesseseler.html

http://halisece.com/sorulara-cevaplar/1277-zekat-uzerine.html

Dürrü’l-Muhtar'da da İbn Âbidîn (1198–1252 / 1783–1836) hazretleri, zengin de olsa ilim talebesine zekât verilebileceğini kaydeder ve der ki: “Dinî ilimleri öğrenmekte ve öğretmekte olanlar / talebe ve hocalar da, zengin olsalar bile, çalışıp kazanmaya vakitleri olmadığı için zekât alabilirler. Haberde vârid olmuştur ki, ‘İlim öğrenmekte olanın 40 yıllık nafakası olsa dahi, buna zekât vermek caizdir’. [Bkz. İbn Abidin, Reddü'l-Muhtâr ale’d-Dürri’l-Muhtâr, Zekât Verilecek Yerler Bölümü]

Evet, asıl itibariyle nisâba mâlik olan kimseye zekât vermek câiz değildir. Ancak, ilimle meşgul olan âlimlere ve talebeye de zekât verilir, bu umumi kaideden bunlar müstesnadırlar. Onların öğrettikleri ilim, din ilmi, öğrenilmesi farz-ı ayn veya farz-ı kifâye olan ilimdir. 

 

 

Go to top