SELAMÜ ALEYKÜM MUHTEREM HOCAM, BİREYSEL EMEKLİLİKTE 32.000TL. AYRICA 400 GR. ALTINI VE 35.000TL BORCU OLAN BİR ZAT ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇEN BU VARLIKLARI İÇİN NE KADAR ZEKAT VERMELİ, ZEKAT VERECEĞİ PARAYI BORÇ ALARAK VEREBİLİR Mİ? ? SELAM VE DUA İLE ... TEŞEKKÜRLER.. AHMET

*******

Ve aleyküm selam.

Şayet bireysel emeklilik’ dışında başka bir sosyal güvenceniz yoksa, ‘bireysel emeklilik sandığı’nda birikmiş olan paranıza zekât gerekmez. Çünkü bu para, sosyal güvenliği sağlamakla ilgili olduğu için, aslî ihtiyacınızdan sayılır. Sosyal güvenceniz olduğu halde, ‘bireysel emeklilik’ için söz konusu hesapta biriken paralar, -sizin durumunuzda olduğu gibi- tek başına veya diğer varlıklarınızla-birikimlerinizle beraber nisap miktarına ulaşmışsa, ki sizinkisi ulaşıyor hatta geçiyor bile,  o halda zekâta tâbi olurlar, hepsinin birlikte zekâtlarının verilmesi icap eder. Şöyle: Bireysel’deki nakitiniz + 400 gr. altınınız + 35.000 TL.’nızın toplam değerinin yüzde ikibuçuğunu (%2,5) zekât olarak vermeniz gerekir.

***

Şer’î bakımdan zekât borcunuzu ödemek için, ödünç alıp borca girmeniz gerekmez. Maamafih fıkhî açıdan bu hususta kuvvetli ve en sahih olan görüşe göre, üzerine zekât düşen mal ve paraların zekâtı, o mal ve paranın üzerinden bir sene geçtikten sonra fevren, yani sene biter bitmez hemen verilmesi icap eder. Özürsüz olarak tehir etmek câiz olmaz. Günahı mûciptir. Ancak ödeme imkânı olmayan / özrü bulunan kimsenin bunu tehir etmesinde bir mahzur olmaz. Ama imkân bulup ödünç para temin ederek zekâtını zamanında ödeyen mü’mine de, niçin böyle yaptın denilmez; zira o da azimetle amel etmiş, takva yolunu tercih etmiş olur. Cenab-ı Hak nezdinde ecri zâil olmaz.

Diğer bir görüşe göre ise, zekâtın verilmesi fevrî değil, terâhî üzere farzdır. Yani yıl sonunda hemen verilmesi lâzım değildir. Mükellef bunu, hayatta bulunduğu sürece dilediği zaman edâ edebilir. Edâ etmeden ölürse, ancak o zaman günahkâr olur. Fakat bu görüş zayıftır.

***

Bireysel emeklilik mevzuu

Daha önce de çeşitli vesilelerle anlatmaya çalıştığımız gibi, bireysel emekliliğin caiz olup olmadığı hususuna bir nebze burada da temas etmemiz herhalde yerinde olacaktır.

Öncelikle ifade etmemiz gerekir ki;kâr payı esasına dayalı’ olarak çalışan ‘birikimli hayat sigortası’ ile ‘bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım’ sistemi, yatırılan primler dinen helâl olan alanlarda değerlendirilmesi halinde caizdir. Aksi takdirde caiz olmaz.

Buna göre, yatırılan primlerin tamamı veya bir kısmı faizli devlet tahvili, bono, repo ve alım-satımı haram olan emtia / mallar üzerinde ticaret yapmak gibi dinen helâl olmayan alanlarda değerlendirilen ‘birikimli hayat sigortası’ ile ‘bireysel emeklilik’ sistemi caiz değildir.