Hocam selamün aleyküm, hayırlı günler. İnancımız tüm ashab-ı kiram efendilerimiz cennetlik.. Hz.hamza.ra'dan, hz. Vahşi ra.'a.. Hz.ali. kv'den, hz. Muaviye ra.'a kadar tamamı cennetlik..... Sorum aşere-i mübeşşere olan mübareklerin cenneti vacib eden hareketleri neydi.on tanesinin tek tek nedenlerini yazarsanız memnun olurum. Allahüteala razı olsun. Hayırlı ve faideli ömürler.. Hasan bozkurt - facebook

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Rabbim (c.c.) sizlerden de râzı olsun, sağlık ve afiyet üzere hayırlı-bereketli ömürler nasip eylesin.  

Evet, sizin de işaret ettiğiniz gibi , “…Allah hepsine en güzeli (Cennet’i) va'd buyurdu…” [Hadîd suresi, 10] Pek çok ahlâk-ı hamîdeye / güzel haslete sahip sahabe-i kiram (r.anhum), umumi olarak Cennet’le müjdelendiği gibi, dünya hayatında iken fert-fert (isim-isim) kendilerine Cennet vadedilenler de vardır. Rasûlullah'tan (s.a.v.) dünyada iken bu müjdeyi alan müstesna sahabeye de malumunuz, el-Aşeratü'l-Mübeşşere bi’l-Cenneh” veya Cennet’le müjdelenlen on kişi manasında kısaca Farisî terkiple “Aşere-i Mübeşşere” denmektedir.

Bu sahabilerin isimleri hadis-i şerifte zikredilmiş ve bu şekilde sabit olmuştur. Umumi olarak sahabenin, hususi olarak da bu zevâtın değerlendirmesi yapılıp incelendiğinde, her birinin diğerlerinden üstünlüğüne vesile teşkil eden hasletlerinin / farklılıklarının olduğu müşahede edilir.  Maamafih bu durumun da, neticenin de İslâm’ın temel esasları bakımından gayet tabii olduğu, usule aykırı bulunmadığı açıktır.

Öncelikle Aşere-i mübeşşerenin bazı ortak hususiyetlerini görelim.

- Hepsi İslâm'ın ilk yıllarında Müslüman olmuşlardır.

- Rasûlullah’a (s.a.v.) ve İslâm davasına büyük hizmetlerde bulunmuşlar...

- Hicret etmişler...

- Bedir gazvesine katılmışlar...

- Hudeybiye’de Rasûlullah'a bîat etmişlerdir.

- Hadis kaynaklarında fazileleri ile alakalı pek çok rivayet vardır.

- Müsned nev’indeki hadis kaynakları ekseriyetle -teberrüken- bu sahabilerin rivayetleri ile başlar.

Bir nebze de şahsiyetlerine münhasır hasletlerinden bahsedebiliriz.

1- Hz. Ebu Bekir’e (r.a.) mahsus üstünlükler: O, Câmiu'l-Kur'ân’dır, o es-Sıddîk-ı ekber’dir, o el-Atîk’tir. Cömertlikte ashap arasında 1 numaradır, erişilmesi imkânsız zirvenin sahibidir. Ve buna mümâsil daha pek çok hasletler… Bunların en yücesi de Sıddîkıyet makamıdır. Zikr-i hafî cihetinden de Rasûlullah’ın varisidir. Başlıcaları bunlar olmakla birlikte, onun hakkında ciltler dolusu benzeri daha pek çok haslet sayılabilir… İslâm Tarihi’ne bkz.

2- Hz. Ömer’in (r.a.) öne çıkan hasletleri: Cesaret-şecaat ve fârukiyeti (hakla batılı ayırma hasleti)... Rasûlullah'ın (s.a.v.) irtihâlinin hemen peşinden ortaya çıkan karışıklığın, Hz. Ebû Bekir'in (r.a.) halife seçilmesiyle yok edilmesinde üstlendiği büyük hizmet…

3- Hz. Osman (r.a.): Hayâ timsâli, Rasûlullah Efendimizin hayâ hasletinin vârisi… Bir Yahudinin mülkiyetinde olan Rume kuyusunu yirmi bin dirheme satın alarak bütün Müslümanların istifadesine sunması… Zinnûreyn künyesinin sahibi olması…

4- Hz. Ali (r.a.): Efendimiz (s.a.v.)  ‘ Ey Abdülmuttaliboğulları, ben bilhassa size ve bütün insanlara gönderilmiş bulunuyorum. İçinizden hanginiz benim kardeşim ve dostum olarak bana bîat edecek’ davetine icabetle bu müjdeye nail olan kişidir. Keza, Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) ilmin şehri, Hz. Ali’nin de ilmin kapısı olması ve daha nice hasletler…

5- Abdurrahman b. Avf (r.a.): Ashabın en cömertlerinden biri olduğu bilinen Abdurrahman b. Avf hazretlerinin birçok gazvede ve özellikle Tebük gazvesinde Allah yolunda büyük infaklarda bulunduğu bilinmektedir.

6- Ebû Ubeyde b. Cerrah (r.a.):Emînü'l-Ümmeh (ümmetin emini)” lakabıyla meşhur olan ve bu ünvanla anılan, ilk Müslümanlardan olan sahabidir. Ebû Ubeyde de diğer büyük sahabiler gibi bütün gazalara katılmıştır. Mekke fethinde, Taif muhasarasında, Veda Haccı'nda hep Rasûlullah'ın yanında bulunmuştur. Ebû Ubeyde b. Cerrah, Hz. Ebû Bekir'in hilafetinden itibaren Hz. Ömer zamanında cihad hareketinde Suriye bölgesindeki fetihlere katılmış ve kumandan olarak yer almış; Suriye, Mısır ve Irak'ı Amvas (Amevas) Taunu diye tarihe geçen veba salgınında hastalanmış ve vefat etmiştir.

7- Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.):Rasûlullah’ın (s.a.v.) annesi Zühreoğulları’ndan olduğu için, anne tarafından da nesebi Efendimiz (s.a.v.) ile birleşmektedir. Sa'd (r.a.), ilk iman edenlerden biridir. O, Bedir, Uhud, Hendek, Hudeybiye, Hayber, Mekke'nin fethi ve diğer gazvelerin tamamına katılmıştır. Halifeler döneminde hem askerî, hem de siyasi alanda pek çok hizmeti olmuştur.

8- Said b. Zeyd (r.a.):Babası Zeyd, Hz. İbrahim'in dini olan Hanifliğe tabi idi.Hz.Said, babası Zeyd'in kendisine telkin ettiği Hanif dininin şuur ve idrâkinde olarak yetişmişti.  Rasûlullah Efendimize (s.a.v.) tabi olmakta gecikmedi. Hz. Ömer'in kızkardeşi Fatıma ile evli idi (r.anhum). Said b. Zeyd, Bedir savaşı hariç, Uhud, Hendek ve Rasûlullah'ın diğer bütün savaşlarına katılmıştır.

9- Talha b. Ubeydullah (r.a.):Hz. Talha, İslâm'a giren ilk sekiz kişiden ve Hz. Ebû Bekir vasıtasiyle Müslüman olan beş kişiden biridir. Bedir'e katılmamış, sonraki birçok savaşa katılmıştır. Uhud günü Fahr-i Kâinat Efendimizi (s.a.v.) kahramanca müdafaa etmiştir. Hz. Talha, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) bacanağıydı. Hanımlarından dört tanesi Rasûlullah'ın zevcelerinin kız kardeşleriydi.

10- Zübeyr b. Avvam (r.a.):Hz.Zübeyr Rasûl-i Ekrem’in (s.a.v.) dostu ve havârisi (yardımcısı), aynı zamanda halası Safiyye binti Abdulmuttalib'in oğludur.Hz. Ömer'in, vefatından sonra halife seçimini gerçekleştirmeleri için tayin ettiği altı kişilik "Ashabu'ş şûra" (danışma meclisi) azalarındandır. İlk Müslümanların dördüncüsü veya beşincisidir. Bütün savaşlara katıldığı gibi Mısır fethinde de önemli rol oynamıştır. Sıffîn Savaşı'na da katılmış, ancak daha sonra savaştan çekilerek geri dönmüştür.

***

Hâsıl-ı kelâm netice-i merâm

Hepsi de birer kutup yıldızı misâli olan bu büyük sahâbîlerin (r.anhum) kendilerine hâs vasıfları / hasletleri / üstünlükleri, elbette ki burada deryadan bir katre misâli zikrettiklerimizden ibaret değildir. Mesela Mekke'de ilk Müslüman olan bu şahsiyetler Rasûlullah’a (s.a.v.) ve İslâm davasına çok muazzam yardım ve hizmetleri olan zevâttır. Bu büyük sahabilerin çoğu İslâm devletinin müşriklere karşı giriştiği ilk büyük cihad hareketi olan Bedir gazvesinde bulundukları gibi, Rasûl-i Ekrem’e (s.a.v.); O'nu ve İslâm'ı kanlarının son damlasına dek koruyacaklarına dair Hudeybiye gününde ağaç altında Bîat etmişler (Bîatü’r-rıdvân), Allah onlardan râzı olmuştur. [Bkz. Fetih suresi, 18]

İslam’ın tevhid akidesi için Allah yolunda en yakın akrabalarına karşı çarpışmaktan geri durmamışlardır. Hadis âlimlerinden bazıları eserlerine teberrüken bu on sahabinin rivayet ettikleri hadislerle başlamışlardır. Ayrıca sırf Aşere-i Mübeşşere'nin hayatlarını mevzu edinen  müstakil eserler kaleme alınmıştır. Bunların faziletleri ve Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) tarafından Cennet'le müjdelendikleri sahih hadis kaynak ve mecmualarında sabittir. [Bkz. Tirmizî, Sünen, Menâkıb, 25; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 193]

Yazımızın başında zikrettiğimiz ayet-i kerimede olduğu gibi, sair kaynak kitaplarımıza müracaat ettiğimizde de gördüğümüz bir husus var… O da, aşere-i mübeşşere haricinde gerek hayatları esnasında, gerekse vefat ettikten sonra veya farklı bir ifade tarzı içinde, gerek ferdî, gerekse cemaat ve grup halinde ayet-i kerimeler ve Efendimiz’in (s.a.v.) beyanları ile Cennet’le müjdelenenlerin oluşudur. Bunları da kısaca maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz:

a) Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) zevceleri (ezvâc-ı tâhirât) arasından,

b) Keza Efendimizin (s.a.v.) evlatları ve torunlarından,

c) Aşere-i mübeşşere haricindeki sahabe-i kiramdan,

d) Ashab içinde vefatlarından sonra,

e) Ashab-ı Bedr, Bîat-i Ridvân'a katılanlar,

f) Şehitler,                                                  

g) Akıl baliğ olmadan ölen mü’min çocukları, gibi…

Ayrıca bkz. http://halisece.com/islami-yazilar-ve-makeleler/1254-asere-i-mubessere-ashab-i-kiram-ve-cehenneme-ugramama.html

 

Go to top