es-Selamu aleykum hocam..Nasılsınız?Sağlığınıza duacıyım..Hocam sitenizde bulunan Kaza-Kader konularını okudum..Allah razı olsun..Burada kişinin Yaşamış olduğu kaderi ezelde kendi iradesi ile Rabbimiz tarafından tayin edilmiş bulunmakta..Uzaktan bir yakınımız intihar ettiği için bu soruyu size sormak istedim..Hadis-i Şerifte:“Allâhü Teâlâ bir kulunun bir yerde ölmesini takdir ederse, oraya gitmesine bir sebep yaratır.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)..Şimdi burada hocam, kişi intihar halinde bu seçimini kendi öz iradesi ile ezelde bu şekilde seçtiği için mi Rabbimiz ölümünü bu şekilde mi tayin etmiştir?Yoksaki bu halde olan birinin aklı başından gittiği için ölüm şekli Rabbimizin taktiri olan kişinin Kazası mıdır?Buradaki konu ile alakalı açıklamanızı okumak isterim..selam ve dua ile..

*******

Ve aleyküm selam. Teşekkür ederim. Mukabil dualar…

Sözünü ettiğiniz makaleyi ve bu mevzudaki diğer yazıları iyi ve dikkatlice okursanız, meseleyi rahatlıkla anlamamanız için herhangi bir sebep yok. Dolayısiyle burada aynı şeyleri tekrar etmenin bir gereğinin ve manasının olacağını düşünmüyorum. Lütfen… 

Hatırlatma: "Kader" , "intihar" yızıp site içinde tarama yapınız; direkt veya endirekt kaza ve kaderle, intiharla alakalı kaleme alınmış 20-25 civarında soru ve cevaplarla karşılaşırsınız. Hangisi dikkatinizi çekiyor, hangi hususta kafanıza takılan meseleler varsa, özellikle onlara dikkatlice bir atf-ı nazar ediniz.  

*****

İntihar olayı ayrıca bir açıklama gerektirmez mi muhterem hocam? Fazıl Karataş – Facebook 20.05.2015 Çarşamba https://www.facebook.com/Halisece/posts/869730973081485?comment_id=870122069709042&notif_t=feed_comment

Muhterem Fazıl kardeşim;

Yazılmış hazır bilgileri siteden araştırıp okumak, okuduğunu dikkatlice anlayarak takip etmek bu kadar mı zor Allah aşkına… Onca açıklamayı tekrar etmenin kime ne faydası olacak? İki gün sonra gene sorulmayacak mı? ‘Benim oğlum bina okur, döner-döner gene okur’ durumundan kime ne fayda gelir?

Bunun nesini açıklayacağız ki? Zaten işaret ettiğimiz yazılarda mesele en hurda teferruatına varıncaya kadar açıklanmış… Âdeta lime-lime edilmiş… Hatta birçoğu biribirin tekrarı mahiyetinde… Yine mi tekrar edelim? Lütfen… Zahmet olacak ama biraz da okuma-araştırma zahmetine katlanıverin, olmaz mı, dedikten sonra…

Hâlâ da bir “açıklama” derseniz, buyrun, tekerleği yeniden keşfe çıkabiliriz.

1- “…kişi intihar halinde bu seçimini kendi öz iradesi ile ezelde bu şekilde seçtiği için mi Rabbimiz ölümünü bu şekilde mi tayin etmiştir?”

Evet; kişi, her fiilinde olduğu gibi, intihar halinde de bu seçimini tabii ki kendi öz / hür iradesiyle yapmıştır. Ve kulun bunu yapacağını Mevlâmız elbette ki ezelî ilmî ile biliyordu ve bu bildiğini o kulun kader defterine yazdı. Dikkat ediniz; Cenab-ı Hak o kulu buna zorlamadı, sorudaki ifadeyle, ‘onun ölüm şekli olan intiharı Mevlâ tayin’ etmedi.

Ya ne oldu?

Kulun kendi hür iradesiyle / isteğiyle bu yolu seçeçeceğini bilen Hâlık-ı zû’l-Celâl, tabiri caizse, bunu Levh-i Mahfûz’a / Kader defterine kaydetti. İcbar yok, asla zorlama söz konusu değil. Hâsılı, Mevlâ öyle yazdığı için intihar etmedi!

Peki olan nedir?

Teşbih caizse, hemen her alanda önceden hazırlanan müfredat ve proğramlar gibi, onun intihar edeceğini bilen Mevlâmız, kulun o fiilini de diğer bütün fiilleri gibi kaydetti, zabt u rabt altına aldı. Günü, vakti-saati geldiğinde de kader kazaya intikal etti. Yani hadise meydana gelmiş oldu. Mesele bundan ibarettir. Bunun ilmi ifadeyle özeti de, “İlim mâluma tâbidir” sözüdür. Yani mâlum ilme tâbi değildir.

2- “Yoksaki bu halde olan birinin aklı başından gittiği için ölüm şekli Rabbimizin taktiri olan kişinin Kazası mıdır?”

Bu cümle hayli karışık. Onun için sondan ele alıp cevaplamaya çalışalım. Mutlaka her şey Rabbimizin takdiridir, O’nun kazasıdır. O’ndan başka hiçbir şey ne takdirde ne de kaza’da bulunabilir… Bunda ne şüphe!

Ancak tabii ki o anda kulun aklı başından gitmiş olabilir, böyle düşünülebilir... Ayrıca bu söz, mü’min kullar için güzel bir te’vil yoludur. Zira salim ve sağlıklı düşünebilse, hakiki bir mü’minin intihar yolunu-fiilini seçmesi mümkün değildir! O esnada sağlıklı düşünemediği için iradesini o yanlış yönde kullanmış oluyor. 

Bu mevzuda çok önemli bir hatırlatma:

Malumunuz, Türkçemizde “alın yazısı” tabirini talih, kader, mukadderât manalarında kullanmaktayız. Alın yazısı, daha doğmadan önce insanın başına gelecek şeylerin Allah Teala tarafından takdir edilmesidir. Bir başka ifadeyle, hayatımız süresince başımıza gelecek şeylerdir. Buna İslâmî ilimler ıstılâhında / terminolojisinde “kader” deniliyor.

Yine bilindiği üzere kadere iman, imanın 6 şartından biridir. Hz. Ali’nin (r.a.) ifadeleriyle kader, uçsuz bucaksız bir derya misalidir, dalan boğulur. O bakımdan alın yazısı / kader mevzularına pek de fazla dalmamak, içinden çıkılmaz manadaki noktalarında kulaç atmamaya çalışmak lazım. Aklımızın ermediği, fikrimizin kavramadığı, mantığımızın tartmadığı hususlar üzerinde fazla durmayıp inanmakla yetinmek gerekir.

Vesselâm…

Go to top