selamun aleyküm hocam

Kuran dışındaki hükümlerde peygamberimiz vahiy gelmeden birşeyi haram yada helal etme yetkisi var mıdır? ,yoksa efendimizin koyduğu bu hükümlerin hepsi Allah tarafından mı bildirilmiştir. Bu konudaki itikadımız nasıl olmalıdır?Hakka suresi 42. ayeti nasıl anlamalıyız.Bir de efendimiz Şari midir.Allah razı olsun hocam.

*******

Ve aleyküm selam.

Sevgili kardeşim; görülüyor ki aynı sıkıntı devam ediyor. Bir türlü meramımızı anlatamadık. Bir şeyi soru diye göndermezden evvel, mutlaka sitede bir araştırınız. Şayet yoksa gönderiniz. Mesela bunun cevabı için Peygamber Efendimiz'in haram kılma yetkisi başlıklı yazıya bakabilirdiniz.

Maamafih yolladığınıza göre -vaktimiz ve sabrımız nisbetinde- kısa da olsa cevaplamaya çalışalım. Fakat yukarda başlığını verdiğimiz yazıyı da mutlaka okuyunuz. 

***

1- “Kuran dışındaki hükümlerde peygamberimiz vahiy gelmeden birşeyi haram yada helal etme yetkisi var mıdır, yoksa efendimizin koyduğu bu hükümlerin hepsi Allah tarafından mı bildirilmiştir?

Elbette ki Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) haram ya da helâl kılma salahiyeti vardır, çünkü o da şâri‘dir. Ancak her hâlükârda netice itibariyle onun koyduğu hükümler de vahye / Cenab-ı Mevlâ’ya istinad etmektedir. Yani O’nun koyduğu hükümlerin de istisnasız tamamı, hiç şüphesiz Allah (c.c.) tarafından bildirilmiştir. Hepsinin menbaı / kaynağı Hz. Allah’tır. Bu hususta itikadımız aynen böyledir, öyle olmalıdır. Zira bizzat Cenab-ı Hak buyuruyor ki, “Rasûl size her ne emir verirse tutun, nehy ettiğinden / yasakladığından da sakının ve Allah’tan korkun, çünkü Allah şedîdü’l-ikab’dır (azabı şiddetlidir / çetindir).” [Haşr suresi, 7] 

2- “Haakka suresi 42. ayeti nasıl anlamalıyız? Bir de Efendimiz Şâri‘ midir?” 

Bu sorunuzun doğru anlaşılabilmesi, cevabının tam olması için, 40’ıncı ayetten 47’nci ayete kadar olan kısmın bir bütün olarak ele alınması iktiza eder. Şöyle: 

“Muhakkak ki Kur'an, şerefli bir Rasûl’ün (Allah'tan) getirdiği sözdür. O bir şair sözü değildir, siz çok az inanıyorsunuz. Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz! O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir. O, bize isnâden bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı, elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık. Sonra da onun şah damarını keser atardık. O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.” [Haakka suresi, 40-47]

Demek ki ne 42. ayetin ne de öncesi ve sonrasının yanlış anlaşılacak ya da yanlış anlaşılmaya meydan verecek bir yanı-yönü yoktur. Neymiş efendim;

- O Kur'an-ı Kerim, alelâde sıradan birilerinin naklettiği basit bir söz manzumesi değil, şerefli bir Rasûl’ün / Peygamberin Allah Teala’dan getirmiş olduğu kelâmdır.

O Kur’an, bir şair / edebiyatçı sözü de değildir; onun böyle olabileceğini düşünmek, ancak çok az, çok zayıf bir inancın icabıdır.

- O Kelâm-ı Kadîm, şarlatan bir kâhin sözü de değildir; eveleyip-geveleyip böyle olduğunu söylemeye yeltenmek, tefekkür fukaralığının bir neticesi, düşünce azlığının bir sonucudur.

- O Kur’an-ı Hakîm, Cenab-ı Rabbi’l-âlemîn indinden / nezdinden indirilmiştiir.

Bütün bu beyanlardan sonra bunları teyiden yine buyuruyor ki Mevlamız (mealen);

- Eğer o Peygamber, muhâl farz kendi hevâ-yu hevesinden / arzusundan bize isnâd ederek bir kısım sözler uydurmaya kalkışsaydı; elbette ki biz onu bundan dolayı kuvvetle-şiddetle yakalardık… Sonra da onun şah damarını / can damarını keser atardık! O vakit sizden hiçbiriniz / yaratıklardan hiçbir şey ona siper de olamaz, hiçbir kimse onu bizim azabımızdan kurtaramazdı!

Bu demek oluyor ki; ilk maddede de belirttiğimiz gibi, bir Şâri‘ olarak Rasûl-i Zîşân Efendimizin (s.a.v.) koyduğu bütün hükümler de yine hiç şüphesiz Cenab-ı Hakk’ın bildirmesiyledir, O’na dayanmaktadır, menbaı O’dur. Bir başka ayetle delili de yine gayet açıktır:

O (Rasûl), hevâdan (nefsinin arzularına göre) konuşmazO(nun konuşması kendisine) vahyedilenden başkası değildir.” [Necm suresi, 3] Yani Peygamberin (s.a.v.) kelâmı-konuştukları ya vahy-i metlüv ya da vahy-i gayr-i metlüv’dür, sıradan bir insan sözü değildir.

Peki, bu ayetler sizce yeterince açık değil mi?

Bunun nesini nasıl anlayacaksınız ki daha..?

Ama illâ da bir açıklama isterseniz, tefsirlere müracaat eder, bu ayetlerin açıklamalarına oralardan bakarsınız, tamam mı sevgili Hakan Günaydın

 

Go to top