Selamun Aleyküm Hocam Kıyamet hakkında sorum olucak acaba kıyamet koptuktan sonra dünya ve diğer güneş sistemindeki gezegenler yok olucak peki kıyamet koptuktan sonra asırlar geçti diyelim peki yüce Rabbimiz yeni bir gezegen falan yaratırmı sizce

Soru: Kral88 tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Bakıyorum gene gereksiz düşüncelere dalmışsın sevgili Kral.

Bu tür tevehhümlerin genelde mü’min insana pek de bir faydası olmaz. Bunlar ilm-i kelâm mevzulardır, ilgilileri gereği kadar meşgul olurlar, olmuşlardır da... Avam içinse bu meseleleler, boş kuruntulardan öte geçmez. Onun için bu nevi faydasız vehimlerden uzak kalmanı / kalınmasını tavsiye ederim. Farkındaysan zaten bu vb. sorularla meşgul olanlar belli kişiler ve kliklerdir. Sıradan Müslümanların pek de böyle bir dertleri yoktur.

***

Unutmayalım; bir defa Cenab-ı Hak için zaman mefhumu söz konusu değil, O’nun için önce ve sonra yoktur, O ezelîdir ebedîdir. Zaman meselesi bizim için geçerlidir. Çünkü “zaman” da “mekân” gibi Allahu Teâla’nın yarattığı bir mahlûk. Ayrıca O, yaptığından kimseye karşı sorumlu değil. Dilediğini dilediği gibi yapar. Detaylı bilgi için bkz.

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/2660-allah-teala-nin-kun-emri.html

Diyorsun ki; ‘kıyamet koptuktan sonra asırlar geçti diyelim peki yüce Rabbimiz yeni bir gezegen falan yaratır mı sizce?’

Evlere şenlik bir soru… Bir defa bu işin sizcesi-bizcesi olmaz. Mevlâ-yi Zû’l-Celâl neyi nasıl murad ederse öyle olur. O zaten her an bir yaratış halindedir. “Göklerde ve yerde kim (ve ne) varsa O’ndan ister; O, her gün bir işdedir. (Yani O, her an kâinata tasarruf etmektedir… Her an yaratma halindedir.)” [Rahmân suresi, 29]

Kıyamet sonrası arz’ın durumuna gelince…

O gün ki yer başka bir yere, gökler de (başka göklere) tebdil olunacaktır / çevrilecektir. (İnsanlar kabirlerinden kalkıp) bir olan, kahhâr olan Allah’ın huzurunda toplanacaklardır.” [İbrahim suresi, 48] ayet-i kerimesinde, ahiret hayatının da kendine göre gökleri ve yeri olacağı açıkça bellidir. Demek ki, bütün bu yer ve gök âlemleri, kıyamet gününde varlık veya vasıf olarak değişecek, başka bir mahiyet alacaktır.

Ayet-i celilede geçen "başka yer" terkibi iki manaya gelebilir: 

Birincisi, yeryüzünün yerden başka şeye, yani yer mahiyetinden başka bir hüviyete büründürülmesi demek olur. 

İkincisi de bu yeryüzünün, gene kendi nev'inden başka bir yer'e çevrilmesi demek olur ki, bu her iki mânâ ile de te’vil yapılmıştır. Çünkü bazı rivâyetlerde "yeryüzü ateş olacak, gökler Cennet olacak" denilmiş; bazı rivâyetlerde de, "yeryüzü gümüş külçesi gibi bembeyaz, üzerinde kan dökülmemiş, günah işlenmemiş başka bir yer olacak" diye anlatılmıştır.

Sehl b. Sa'd (r.a.) anlatıyor: Nebî sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki:

"Kıyamet gününde insanlar, tertemiz bir daire gibi beyaz ve parlak bir yer üzerinde haşrolunacaklar." [Buhari, Sahih, Rikak, 44]

Hz. Âişe'den (r.anha) şöyle rivayet edilmiştir:

O gün yeryüzü başka bir yere çevrilir.” ayet-i kerimesi hakkında Rasûlullah’a (s.a.v.)  sordum. 'Ey Allah'ın Rasûlü! O gün insanlar nerede olacak?' dedim. Şöyle buyurdu:

“Öyle bir şey sordun ki, ümmetimden hiçbiri sormamıştı. O vakit insanlar Cehennem köprüsü üzerinde, diğer bir rivâyette Sırat (köprüsü) üzerinde olacaklar.” [Süyûtî, ed- Dürrü'l-Mansûr, 5, 56]

Ayet-i celilede geçen değiştirmenin iki mânâya gelme ihtimali vardır: 

Birisi tamamen yok ettikten sonra yeni yaratma, yani kendisini değiştirmek… 

Diğeri de maddesinin kalıcı olması ile değiştirilmesi, yani vasfını başka şeye çevirmek demek olur.

Kelâm âlimlerinden bazıları birinci mânâyı tercih etmişler. Çünkü değiştirmek yeryüzünün kendisine isnad edilmiş olduğu gibi, "O’ndan başka her şey yok olacaktır." [Kasas suresi, 88] âyet-i kerimesi de açıkça bunu gerektirir.

Yukarıdaki hadis-i şerife uygun olarak İbn Mes’ûd (r.a.), "Yer, üzerinde kan dökülmemiş, günah işlenmemiş, süzülmüş beyaz gümüş gibi bir yer ile değiştirilecek." demiş olduğundan, bunun bizzat kendisinin değişmesi olduğu da söylenmiştir.

Bazı kelâm âlimleri de ikinci mânâyı tercih etmişlerdir. Çünkü değiştirmenin çevirmek mânâsına kullanılması da meşhur olduğu gibi, ölümden sonraki dirilme hakkındaki "kuyruk sokumundaki en küçük kemik[Buhari, Sahih, Tefsiru Sureti Zümer, 39/3] hadisinde, maddenin kalıcılığına bir işaret var gibidir. Bkz.

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/3150-acbu-z-zeneb-yahut-acmu-z-zeneb.html

Maddenin yok olması akla göre imkânsız değildir. Bundan dolayı maddenin değişmesine inanmakla geniş açıklamasını Allahu Teâla'nın ilmine havale etmek daha uygundur. Bununla birlikte bu hususta maddenin yok edilmesi şart olmadığından maddeyi başka bir şeye dönüştürmeye inanmak da yeterli olabilir.

Allah celle celâluhu’nun, şaşmaz vaad ve intikamının tahakkuku neticesinde, o günkü yeryüzü, başka bir yerle değiştirilecek.

"Yer uzatılıp dümdüz edildiği, içlerindekini atıp boş kaldığı ve Rabbine boyun eğdiği zaman ki, bu mutlaka gerçekleşecektir, o zaman herkes yaptığının karşılığını görecektir." [İnşikâk suresi, 3-5] gibi âyetlere bkz.

Gökler de öyle değişecek, yarılacak ve çatlayacak, güneş ve ay tutulup dürülecek, yıldızlar söndürülüp dağıtılarak dürülecek, başka göklere dönüştürülecek… Yani kıyamet kopacak, bu dünyanın yeri ve gökleri yerine, ahiret yeri, ahiret gökleri kurulacak[Bkz. Elmalı’lı, Hak Dini Kur’an Dili, ilgili ayetlerin tefsiri; Râzî, Tefsîru Kebîr, 19, 146; Taberî, Tefsîr, 13, 163-165]

Kıyamet ve sonrası için ayrıca aşağıdaki linklere de bkz.

http://halisece.com/islami-makaleler/343-imanin-besinci-sarti-ahiret-gunune-inanmak.html 

http://www.halisece.com/islami-makaleler/371-dabbetul-arz-aids-world-wide-web-www.html

Kıyâmet alâmetlerinden Ye’cûc-Me’cûc ve Müslümanların hâl-i pür-melâli

 

Go to top