Eslem ismi ne manaya gelmektedir, sahabe isimlerinden midir?

Kız için mi erkek için mi kullanılması gerekir, yoksa iki cins için de kullanılabilir mi?

 

*******

Eslem: Arapça sıfattır. ‘Sâlim’den ism-i tafdil, müfred müzekker; en selâmetli, en emin, en doğru, en sağlam manalarınadır. Mesela: ‘Eslem-i turuk’: Yolların en selâmetlisi, en emini, en doğru yol demektir.

 

***

Sahâbe-i kiramdan şu an hemen hatırıma geliveren, Zeyd bin Eslem (r.a.) var... Eslem kabilesi de meşhurdur Araplarda. Ayrıca Bilâl-i Habeşî (r.a.) gibi bir diğer Habeşli sahâbî de, Habeşli Eslem’dir (r.a.).

Hayat hikâyesi şöyle

Onun da hürriyeti elinden alınmış… Bir mal gibi pazarlarda satılmış… Diyar-diyar dolaştırılmış, el değiştirmiş…

En son bir Hayber'li Yahudi'ye satılmış…

Yahudi'nin koyunlarını gütmekte Eslem

Bir gün eline fırsat geçer, hürriyetini kazanır ama, bu kez gidecek kapısı yok.

Kime gidecek, nerde kalacak, ne yiyecek ne içecek; hayatını nasıl idame ettirecek?..

Eski efendisiyle ücret karşılığından koyunlarını güdeceğine dair anlaşır mecburen…

Bu hâl Efendiler Efendisini (s.a.v.) bulana kadar… Gerçek Efendisiyle, âlemlerin Efendisiyle tanışana kadar devam eder.

Allah Rasûlü (s.a.v.) Hayber yolunda...

Bu güne kadar hakkında olumlu-olumsuz birçok şeyler duyduğu zatın Hayber'e yaklaştığını duyunca Eslem, hemen görmek ister.

Söylenenleri kendi can kulağıyla duymayı arzu eder.

Koyunlarını İslâm ordusunun bulunduğu noktaya sürer, o çevrede güdüverir.

Efendiler Efendisini (s.a.v.) sorar ve huzura varır.

Kâinatın Efendisinin (s.a.v.) sımsıcacık alakası Müslüman olmasına yetecektir. Fazla söze, soruya ne hacet!

Kimseyi kırmayan, kimseyi hor görmeyen, fakir-zengin, siyah-beyaz, köle-efendi, çocuk-genç, erkek-kadın ayırımı yapmadan kim olursa olsun herkesi Cenab-ı Hakk’ın bir kulu olarak gören-bilen o engin re’fet ve merhamet sahibi Rasûl-i Ekrem (s.a.v.), Eslem’i de büyük bir ciddiyet ve ilgiyle dinleyecek, şefkatle sorularına cevap verecek ve ardından da kendisini imana davet edecekti.

Ve öyle de oldu…

Eslem artık bir Müslüman'dı.

Bir Müslüman'ın emanete ihanet ettiği nerde görürmüş ki...

- Yâ Rasûlallah, bu koyunlar bana eski sahibimden emanet. Ben bu koyunları ne yapayım şimdi? diye sorar.

Efendiler Efendisi (s.a.v.), koyunları kaleye doğru çevirip gütmesini tavsiye eder.

Eslem (r.a.), ‘Ben artık sizin sahibiniz değilim. Sizinle bir alıp vereceğim yok. Haydi, sahibinize gidiniz’ diyerek koyunları kaleye doğru sürüverir…

Koyunlar doğruca kalenin yolunu tutup sahibine varırlar.

Eslem, artık bir İslâm mücahididir…

Vuruşa-vuruşa ilerliyor kaleye doğru.

Nihayet kaleye girmeyi başarır.

Kısa bir süre sonra da kendinse isabet eden bir taşla şehit oluverir.

Eslem'in (r.a.) nâşını Allah Rasûlü'nün (s.a.v.) huzuruna getirirler…

Efendimiz (s.a.v.) ve bir grup sahabe Eslem’e (r.a.) yaklaşırlar...

Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) birden hızlıca hemen geri dönüverir.

Ne olduğunu anlayamayan sahâbeler:

- Yâ Rasûlallah, niçin döndünüz? diye meraklarını ifade ederler.

Efendiler Efendisi:

- Eslem'in şu anda Cennet’teki hanımı Hûrî yanında bulunuyor, buyururlar.

Eslem belki de bir vakit namaz kılmaya dahi fırsat bulamamıştı.

Eslem'i bu kadar yücelten neydi acaba?..

O, iman etmiş… İmanın gereği yapılacak ne varsa hepsini hemen yapmaya koyulmuştu.
Şek/şüphe, tereddüt ve endişeye mahal yoktu kalbinde…

En önemlisi de nefis için en zor, en ağır olan cihad’dan geri kalmamış, ön saflarda yerini almıştı.

Onlar öyleydiler!

Ya biz..?!

Ya bizim imanımız?..

İşte sahâbe farkı…

Hasan-ı Basr-i (k.s.) gibi tâbiînin önde gelenlerinde gelen bir zatın,
‘Bizler sahâbenin en küçüğünün atının burnundaki kıl dahi olamayız’ sözlerini, Hz. Eslem'in (r.anhum) bu kısa hayat hikâyesi üzerinden tefekkür edip idrak etmeye çalışmamız lazım, diye düşünüyorum.

***

Eslem, Kur’an-ı Kerim’de isim olarak değil de fiil olarak esleme şeklinde 5 ayette geçmektedir. [Bkz: Bakara suresi,112; Âl-i İmrân suresi, 83; Nisâ suresi, 125; En’âm suresi, 14; Cinn suresi, 14] Bu ayetlerde yer alan esleme fiili “kendisini Allah’a teslim etti / Müslüman oldu” manasındadır. Yani Eslem ismi ile ayetlerde geçen esleme fiili farklı kalıplarda olduğu için manaları da farklıdır.

Sonuç: Kelime müzekker (erkek) olduğuna, ashâb-ı kiramdan örneklerde de erkek ismi olarak geçtiğine göre, her iki cins için değil de erkek için kullanılması doğru ve uygun olur.

 

Go to top