Yahudi asıllı bir Amerikalının hezeyanı!

Birçoğumuzun gördüğü-bildiği üzere bugünlerde “Yahudi Asıllı Amerikalının Makalesi” olduğu belirtilen bir yazı; internette dolaşıyor, tel’den tel’e, dil’den dil’e yayılıyor… Gerçek olup olmadığı da net değil. Ancak muhteviyatı / içeriği bir hayli düşündürücü…

İşte o söz konusu mesaj aşağıda. Okuyucularımızla da paylaşmak istedim.

Lakin bendeniz de diyordum ki;

- Kadınlarımızı özellikle Müslüman kadınları böyle aşağılık bir hâle kim koyuyor? Hangi hain p……k üretiyor bunları da onlar bunu giymeyi sözde moda adına üstünlük addediyor, şeref sayıyor, diyordum. Gidiyorum mağazalara, alış-veriş merkezlerine, bütün elbiseler fit bedenle üretiliyor… Müslümana göre bir giyim tarzı ile neredeyse ilgilenen yok. Meğer bunun da arkasında Yahudi varmış, tahmin ettiğimiz gibi... Bunlar Şeytan misâli ateşlerini-arkadaşlarını çoğaltıyorlar. Ne de olsa Şeytan’ın oğlu olduklarını söylüyorlar ya. Kim itiraz edebilir..?

- Yazılı basın-yayın organları ve medyanın hâli mâlum. Dile getirip burada reklamlarını yapmaya gerek yok. Genelde her türlü ahlâksızlığın, zevzekliğin, faydasız ve gereksiz yayının, özellikle de sapkınlığın-sapıttırmanın, uyutup uyuşturmanın öncülüğünü yapıyor!

- Eğitimimiz maalsef yaz-boz tahtası olmaktan bir turlü kendini kurtarıp ideal seviyeyi yakalayabilmiş değil.

- Anarşi kol geziyor… Kaos ortamından çıkıp kurtulamıyoruz. Sağ-sol çatışması bitiyor, Sünnî-Şîî/Alevi çatışmasını başlatıyorlar… O da olmadı, Laik-Antilaik çatışmasının fitilini ateşliyorlar. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Cehalet Devri’nin kavmiyet/Asabiyet/Irkçılık fitnesini körükleyip huzur ve sükûnumuza kastediyorlar!

- ve nihayet… Gıdamıza el atıp, kanımızı bozmaya, neslimizi mahvetmeye yöneliyorlar.

Hâsılı; birbirini yiyen, birbirine saldıran, birbirini rast gele sokak ortasında bıçaklayıp kurşunlayan, öldüren ve en başında onun olmazsa olmazı, en önemli bir îmânî-amelî meselesi olan Helâl Lokma’yı bile henüz halledememiş 2 milyarlık İslâm ümmetine inat, 17 milyonluk Yahudi toplumundan kendini ve haddini bilmez birilerinin şamar gibi bir makalesi… Buyrun hep birlikte okuyalım. Okuyalım da gereken ibret ve dersi alalım.

Şairimizin dediği gibi, “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Ziya Paşa

O halde biz de, bunun doğruluğuna-eğriliğine, uydurma olup olmadığına bakmadan İslâm ümmeti için bir kötek kabul edip, kendimize gelmeye çalışalım.

***

“Yahudiyim ve bununla gurur duyuyorum… 

“Bugün hükümranlık bizde ey Araplar ve Müslümanlar! Sizin döneminiz bitti! 
Gördünüz mü, dâhice neler yaptık sizlere? 

Sokaklarınızda gezdik hâlinizi beğenmedik, ne yaptık biliyor musunuz?
Çok basit! Kızlarınızın örtülerini çıkarttık ve o örtülerle Kur’an’larınızı örttük.
Artık emrimizdesiniz! 

İstediğimiz gibi istediğimiz zaman parmağımızda oynatırız sizi! 

Kıyafetlerinizi biz üretip sattık size… Bakın çarşılarınıza... Ne varsa satılan kabullenmişsiniz!

Mahrem yerlerinizi açtık. Gençlerinizin giydiği düşük bel pantolonları biz alıştırdık size! 

Düşük bel giymek kimin sıfatlarındandır biliyor musunuz?

Lût kavminin! 

Ne kadar aptal ve gerizekâlısınız! 

Yahudiler topraklarımızı çalıp nâmusumuza göz diktiler diyorsunuz! Siz nerdeydiniz?!  

Sokaklarda kız peşinde…

Ne güzel alay ediyorum sizinle! Dibe vurmuşsunuz.

Eğitiminizi beğenmedik, size sıkıcı müfredatlar önerdik. 

Televizyon kanallarınıza ahlâksız programlar doldurduk.

Önemli birşey düşünemez hale getirdik sizi…

Ne düşündüğünüzün bi önemi yok artık. Susmaya devam edin! 

Kızlarla erkeklerin arkadaş olma kültürünü biz aşıladık size, oysa zamanında siz en temiz ümmettiniz! 

Bugün bakın en rezil ümmet oldunuz!

Zavallılar!.. 

Baktık kitabınızın dili en güzel dil, size gerici dedik, hemen inandınız ve başka dil öğrenmenin ardına düştünüz, dilinize öğrendiğiniz yeni dili katmanın peşine takıldınız! 

Devletleriniz ilim ortamı hazırlamadığı için, âlimleriniz Batı’ya kaçmakla kendi memleketlerinde önemsenmeden yaşamaya mahkûm edildiler! 

Atam, babam diyerek övünün ve hiçbir işe yaramayan bireyler olmaya devam edin, biz sizi böyle seviyoruz! 

Birliğiniz hoşumuza gitmedi. 

Sünnîlerin camisini bombaladık Şîîler yaptı dedik. Şîîlerinkini bombaladık Sünnîler yaptı dedik…

Aranızda savaş fitnesinin fitilini yaktık! Elinize birkaç kâğıt ve görüntü tutuşturduk ki fitne alevlensin! 

Arap baharı oyuncağını biz verdik elinize! Hiç sönmeyecek ateşi biz yaktık ki hepiniz yanın! 

Size her türlü teknolojiyi verdik. Çocuklarınızı onunla meşgul ettik ki, yoldan çıkaran her türlü pisliğe körpe iken alışsınlar diye! 

Bunların hepsini eğitimden, Kur’an’dan ve doğru İslâm kültüründen uzaklaştırmak için yaptık! 

Ben Amerikan çerçeveli bir Yahudiyim ve bununla gurur duyuyorum!

***

Evet, herîf-i nâşerif edepsizce kaleme almış övünerek, ama gerçekleri yazmış. En mühim ihanetlerinden biri olan, gıdalarımızın kontrolünü ele geçirdiklerini de yine özellikle belirtmiş.

Biz hâlâ evimizde, büromuzda, toplantılarımızda kökleri Yahudinin elinde olan her türlü kolaları, enerji içeceklerini büyük-küçük içmeye devam edelim. Her yıl kazandığı paralarla Yahudi çocuklarının yetişmesine ve İsrail ordusunun silahlanmasına destek verdiğini gururla açıklayan Starbax’larda oturup capiçunolu kahvelerimizi yudumlamaya devam edelim. Yahudi kökenli mallarla tıka-basa doldurulmuş çarşı ve pazarlarda hiçbir araştırma ve inceleme telaşına düşmeden gözü kapalı alış-verişlerimize devam edelim. Sebze ve meyvelerimiz için GDO’lu tohumları İsrail’den veya diğer ülkelerdeki Yahudilerden almaya devam edelim. Modasını onların tayin ettiği giysileri giymeye devam edelim…

Hepimiz oturup dindarlığımızı, Müslümanlığımızı, İhlâsımızı, imânî şuur ve idrâkimizi vakit kaybetmeden derhal gözden geçirmeliyiz! 

Maazallah, bu gidişin hayra alâmet olmadığı aşikâr değil mi? Eğer bu gaflet ve vurdumduymazlıkta devam adersek, zamanı har vururup harman savurursak, dinimiz diye övündüğümüz İslam bize küser ve bir gün elimizden-gönlümüzden birden bire kayıverir gider. Bir anda -Allah korusun- cascaklak İslâm’sız kalıveririz. Tarihte İslâm’ı küstüren kavimlerin acıklı hallerinden / serüvenlerinden ders ve ibretler almalıyız.

Rabbım,… dilese idin bunları ve beni daha evvel helâk ederdin; şimdi bizi, içimizden o süfehanın / beyinsizlerin ettikleriyle (onların yüzünden) helâk mi edeceksin?.. Sen bizim velîmizsin, artık bize mağfiret buyur, merhamet buyur, sen ki hayru’l-gâfirîn’sin (bağışlayanların en iyisisin).” [A’raf suresi, 155]

Go to top