Takdirî vakit” ya da “yatsı namazını akşam namazından 1,5 saat sonrasına sabitlemek”

Selamünaleyküm hocam Almanya’da 4-5senedir takdiri vakitli imsakiyeler dağıtılıyor.yatsı namazı akşam namazından 1,5 saat sonrasına sabitlenmiş Ve imsakiyenın altına bir not düşülmüş “yatsı vakti taktiğidir vakit girdiğinde iade edilmesi icap eder” sorum şu ki takdiri vakitte Yatsıyı kılıyorsak neden tekrar iade ediyoruz eğer vakit varsa neden takdiri vakit uygulanıyor takdiri vakit namazımız kabul değil mi? Allaha emanet olun

Soru: Sedat tarafından yazıldı. Kategori: Soru - Cevap

*******

Ve aleyküm selam. 

Değerli kardeşim;

Yatsının vaktini, akşam namazından 1,5 saat sonraya sabitleyip o vakitte yatsı namazı kılınmaz.

Neden?

Çünkü, "İhtilâflı mesele ile amel edebilmek için zamanın Şeyhu'l-İslâm'ından fetva lazım. 'Yatsı namazı yaz aylarında saat bir buçukta (güneşin batmasından yani akşam vaktinden bir buçuk saat sonra / alaturka saate göre 1,5'ta) kılınır' diye İmam Züfer'in (rh.) kavli varsa da, diğerleri iki'de kılınacak buyurduklarından İmam Züfer'in kavli ihtilâflı olup iki'de kılınır. Ebussuûd Efendi'nin (r.aleyh) böyle bir fetvası var denilirse, delil yoktur. Hiçbir kitapta böyle bir fetvaya rastlanmamıştır. O zâta iftiradır. Hulâsa yatsın namazları kış aylarında bir buçuk, yaz aylarında iki'de kılınacaktır." [Bk. Ahbab Hocaefendi, Üstâzımız Süleyman Efendi hazretlerinden Notlar, s. 35-36] 

Görüldüğü üzere bu açıklama, ülkemizde olduğu gibi beş vaktin tam olarak taayyün ettiği yerlerle alakalıdır. Günümüzde ise, gerek ülkemiz dahilinde, gerekse yurt dışında söz konusu yerlerde, kullanılan saate göre Ehl-i Sünnet'in kıstasları ile belirlenen vakitlerde eda edilmesi lazımdır. Aksi yöndeki uygulamalar 'karakuşî fetvalar'dır. 

Ayrıca o vakit, yatsı henüz girmediği için akşam namazının vaktidir. Halbuki her namaz kendi vakti içinde eda edilir, aksi caiz olmaz. Nitekim yatsı vakti taayyün etmeyen yerlerde-mevsimlerde, uzun süren akşam namazı vaktinin ardından hemen sabah namazı vakti girdiği için, Hanefî uleması (rahımehumullah) buralarda yaşayan Müslümanlara yatsı namazı farz değildir; çünkü buralarda takdire müsait bir zaman da yoktur, demişlerdir.

Kendi kendine vakit takdir ediyorsun, ümmete o vakitte yatsıyı kıldırıyorsun, ama bunun olmadığını sen de bildiğin için, ‘vakit girdiğinde iade edilmesi gerekir’ diyorsun. Âmiyâne tabirle, ‘Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu’ demezler mi insana..?

İşin özü; madem geç de olsa vakit taayyün ediyorsa, vaktin girmesini bekleyecek veya yatıp o vakitte kalkacak ve eda edeceksin yatsı namazını. Yatsının hiç vaktinin girmediği yer ve zamanlarda da, mezhebinin bu husustaki müftâ bih olan (öne çıkan) görüşü ne ise onunla amel edeceksin. Hanefî isen, vakti girmeyen o namaz senin için farz değildir. Şâfiî isen, -Hanefîlere göre takdire müsait zaman olmamasına rağmen- mezhebinin takdir ettiği zaman zarfında yatsı namazını kılacaksın.

Velhâsıl, takdire müsait zamanın olmadığı yerde vakit takdiri de yanlıştır, o vakit içerisinde yatsıyı kılmak da caiz değildir, o namaz o vakit için kabul olmaz. “Takdirciler”in zaten kendileri de bunun -az da olsa- farkında oldukları için, vakit girdiğinde o namazın iade edilmesini söylemektedirler.

Mesele bundan ibarettir.

Mevzu ile ilgili detaylar için lütfen aşağıdaki linklere de bkz.

http://www.halisece.com/namaz/356-vakti-bulunmayan-namazlar.html

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/357-vakti-girmeyen-namazlar-hakkinda.html