Hürmetler hocam;

 

Ben Afganistan'da yaşıyorum.

 

Burada mollalar namaz esnasında ayak paçalarının baya yüksekte olmasını sanki farzmış gibi telakki ediyorlar, ve bu şekilde yapmayanları levm ediyorlar, bu konunun aslı esası nedir

 

Bizi aydınlatır mısnız?

 

*******

 

Selamun aleyküm…

 

Bildiğiniz gibi giyeceklerin uzunluk ve kısalık ölçüleri ve kibir için giyilen giysi şekilleri hakkında hadis-i şerifler vardır. Kanaatimce Mollalar’ın hassasiyetinin temel kaynağı bu nokta olsa gerek. Siz tam olarak belirtmemişsiniz ama, herhalde setr-i avret hükmünü ihlal edecek şekilde kısa değildir paçaları... İslâm’ın giyim-kuşam için bir şekil tarifi olmadığına göre, erkek ve kadın için tesettür şartlarının yerine gelip gelmediğine bakmak lazım. Ondan ötesi fürûata girer malumunuz. Ve de en münasip olan, İslâmi çerçeve dahilinde bulunduğunuz yerdeki âdet ve geleneklere uymak olmalıdır. Özellikle de kadın-erkek giyimi farklılığında…

 

***

 

İsterseniz şimdi de sözünü ettiğimiz hadislerden bazılarını nakletmeye çalışalım.

1 . İbni Ömer radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

 


Allah Taâlâ kibirlenip büyüklük taslayarak elbisesinin eteğini yerde sürüyen kimsenin kıyamet gününde yüzüne bakmaz. ” Bunun üzerine Ebû Bekir (r.a.):

– Yâ Rasûlallah! Dikkat etmediğimde benim de elbisemin eteği yerde sürünüyor, dedi.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:


– “Şüphesiz sen bunu büyüklük taslamak için yapmıyorsun” buyurdular. [Buhârî, Libâs 2, Fezâilü’s–sahâbe 5; Müslim, Libâs 43–44. Ebû Dâvûd, Libâs 25]

2. Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


Allah Teala, büyüklük taslayarak elbisesinin eteklerini yerde sürüyen kimsenin kıyamet gününde yüzüne bakmaz.” [Buhârî, Libâs 1, 5; Müslim, Libâs 43 (Ayrıca 617 numaralı hadisin kaynakları)]

 

Kibirli kimse de kıyamet günü yüzüne bakılmayacak kimselerden olacaktır. [Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 251]

3. Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Elbisenin topuklardan aşağı olan kısmı ateştedir.” [Buhârî, Libâs 4. Ebû Dâvud, Libâs 27]

*Büyüklük taslama ve kendini beğenme büyük ruhi hastalıklardan olup Allah’ın rahmetinden ve bağışlamasından mahrumiyete ve cehenneme girmeye sebep olur.
[Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 251]

4. Ebû Zerr radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

 
Üç sınıf insan vardır ki, Allah Teâlâ kıyamet gününde onlarla konuşmaz, onların yüzüne bakmaz ve kendilerini temize de çıkarmaz. Onlar için can yakıcı bir azâb vardır.” Hadisin râvisi diyor ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu sözünü üç defa tekrarladı. Bunun üzerine Ebû Zerr:

– Ziyana uğradılar ve zarar ettiler; onlar kimlerdir yâ Rasûlallah? dedi. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu:

 
Elbisesinin eteğini yerde sürüyen, yaptığı iyiliği başa kakan ve ticaret malını yalan yere yeminle satmaya çalışan kimsedir.” Muslim’in bir başka rivayetinde: “Kaftanını sürüyen” denilmiştir. (Aynı numaralı hadisin, aynı yerde bir başka tarikidir) [Müslim, Îmân, l71; Ebû Dâvûd, Libâs 25; Nesâî, Büyû 5]

5. İbni Ömer radıyallahu anhumâ’dan rivâyet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

 
Uzatılabilecek elbiseler, izar, gömlek ve sarıktır. Kim bunlardan birini büyüklük taslayıp çalım satmak için uzatırsa, Allah Teâlâ kıyamet gününde o kimseye (rahmet nazarıyla) bakmaz.” [Ebû Dâvûd, Libâs 27; Nesâî, Zînet 104. İbni Mâce, Libâs 9.]

6. Ebû Hureyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Bir adam, elbisesinin eteklerini yerde sürüyerek namaz kılıyordu. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ona:

 

– “Git abdest al!” buyurdu. O da gidip abdest alıp geldi. Nebî (s.a.v.) ona tekrar:

 

– “Git abdest al!” diye emretti. Bunun üzerine orada bulunanlardan bir kişi:


– Yâ Rasûlallah! Niçin ona abdest almasını emrettiniz de sonra sustunuz? diye sordu.
Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) de:

 

“O, elbisesini yerde sürüyerek namaz kılıyordu. Şüphesiz ki Allah, elbisesinin eteğini yerde sürüyen kimsenin namazını kabul etmez” buyurdular. [Ebû Dâvûd, Libâs 25. Ebû Dâvûd, Salât 83; Ahmed İbni Hanbel, Musned, V, 379]


7. Ebû Saîd el–Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

Bir Müslümanın güzelce giyinmesi, elbisesinin eteklerinin, baldırlarını örtecek şekilde olmasıyladır. Elbisesini topuklarına kadar uzatmasında bir günah yoktur. Topuklardan aşağıda olan kısım ise ateştedir. Allah, büyüklük taslayarak elbisesinin eteğini yerde sürüyen kimsenin yüzüne bakmaz.” [Ebû Dâvud, Libâs 26. İbn Mâce, Libâs 8; Muvatta, Libâs 12]

8. İbni Ömer radıyallahu anhumâ şöyle dedi:
 

Elbisemin etekleri topuklarımdan aşağı sarkmış vaziyette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in huzuruna uğramıştım. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.):


Abdullah, elbisenin eteklerini yukarıya kaldır!” buyurdular. Ben de hemen kaldırdım. Sonra:

 

Biraz daha kaldır! buyurdu, ben biraz daha kaldırdım. Ondan sonra elbisemin Rasûl-i Ekrem’in tasvip ettiği şekilde olmasına daima dikkat etmişimdir. Topluluktan biri:

 

– Nereye kadar kaldırmıştın? diye sordu. İbni Ömer:

Baldırlarımın yarısına kadar kaldırmıştım, diye cevap verdi. [Muslim, Libâs 47]

9. İbni Ömer radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
 

Bir kimse, kendini beğendiği için elbisesini yerde sürürse, Allah kıyamet gününde o kimsenin yüzüne bakmaz.” Bunun üzerine Ummu Seleme (r.anha):

Kadınlar eteklerini nasıl yapacaklar? diye sordu. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.):

– “Onlar bir karış aşağı uzatırlar buyurdu. Ummu Seleme:

 

O durumda ayakları açılır, dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

 

– “Öyleyse bir arşın uzatırlar, daha fazla uzatamazlar” buyurdular. [Ebû Dâvûd, Libâs 36; Tirmizî, Libâs 9. Nesâî, Zînet 105; İbni Mâce, Libâs 15]

 

****

 

Umarım bu açıklama ve hadis-i şerifler kafanızdaki soru işaretlerini izale etmeye yetecektir. Allah’a emanet olunuz. Rabbim kolaylık ve başarılar ihsan eylesin.