Muhterem Hocam,

Araç ve ev alınca kurban kesme hakkında bilgi verir misiniz? Kesen kişi bu kurbanın etinden yiyebilir mi?

Tesekkürler.. İsim mahfuz

*******

Değerli kardeşim;

Yeni bir araç, ev vs. alınca kurban kesmek vacip bir ibadet değildir. Bu bir şükür kurbanıdır. Ev, araba ve benzeri yeni bir şey alan kimse hem bir şükrâne olarak, hem de kazadan-beladan-felaketlerden masun ve mahfuz kalması niyetiyle bir hayvan alıp keser de etini fakir fukaraya dağıtırsa, bu güzel ve çevresine de örnek bir davranış olur.

Bildiğiniz gibi işlemiş olduğumuz bütün ibadet-tâat, hayır-hasenat, tezekkür ve tefekkürü Rabbimize yaklaşmak, O’nun rızasını kazanmak için yaparız. Bu ibadetler içerisinde farz, vacip olanları bulunduğu gibi, nafile olanları da mevcuttur. Nafile ibadetler, mü’mine mükâfat kazandıran, onu Allah’a yaklaştıran vesilelerdir. Üzerimize mecburi olmadığı halde, bize verilen nimetler için, bir şükür ifadesi olarak kesilen kurbanları da, bu bapta/kategoride değerlendirmemiz gerekir. Bu kimsenin daha önce bir adak niyeti yoksa, bu kurban adak olmaz.

Pek çok nafile ibadete itiraz edenler olduğu/olabildiği gibi, buna da karşı çıkanlar bulanabilir. Gerek şeriatın bâtını ile problemi olanlar ve gerekse sözde ‘hayvanseverler’ arasından… Ancak Allah Teala’nın vermiş olduğu bir nimete, kulun teşekkür etmesi kadar tabii/normal, hatta bundan daha güzel ne olabilir! Bu teşekkür gayet hoş ve makbul bir ibadet tarzıdır.

Eğer kesilen kurban nezir-adak değilse, yani kişi, ‘ev ya da araba vs. alırsam bir kurban keseceğim’ gibi bir adakta bulunmamışsa, bu kesilen hayvan adak olmaz. Dolayısiyle bu kurban, bir teşekkür ifadesi/şükür kurbanı olduğundan, adak kurbanı gibi değerlendirilmez. Bu kurbandan sahibi, onun usûl ve fürûu da yiyebilir. Ama fakir ve yoksullara tasadduk edilmesi, elbette ki daha faziletlidir.

Bu ve benzeri nimetlere kavuştuğumuzda teşekkür için namaz da kılabiliriz, bunun da adı şükür namazı olur.

Dilerseniz adak kurbanından da kısaca bahsedip cevabımızı öyle noktalayalım.

Adak kurbanından nezrin sahibi yiyemeyeceği gibi, usûl ve fürû tabir edilen yakınları da yararlanamaz. Yani o kişi ile birlikte anası-babası, dedesi-ninesi; hanımı, çocukları ve torunları da yiyemez. Fakat şayet fakir ya da yoksul iseler kayın validesi-kayın pederi, gelini-damadı yiyebilir; çünkü onlar, usûl ve fürûa dahil değillerdir. Bu hayvanın etini fakirlere-yoksullara tasadduk etmek gerekir. Adak zenginlere verilmez. Bu etten adak sahibi ve yakınları yerse, yedikleri etin kıymetini tasadduk etmeleri gerekir. Ancak adak etinden istfade eden kimse, o etten adak sahiplerine ikram etse bu câizdir, o takdirde yiyebilirler.