S.a muhterem hocam. aklımıza takılan soruları artık yurtlarımızda hocaların peşinden koşacağımıza cevabını alabilmek için, sizden daha kısa ve ayrıntılı ve de açıklayıcı bir şekilde alıyoruz. Allah razı olsun. Evrad-ı şerif nedir hocam? Yurtlarımızda pek çok kere katıldım ama kimse de anlatmadı bunun manası şudur, şöyle yapılır filan diye. Günlük olarak tek başımıza yapabilir miyiz? Hikmeti ve sevapları nedir? şimdiden teşekkür ederim. saygılarımla

*******

Ve aleyküm selam.

Değerli kardeşim;

Öncelikle hatırlatmakta fayda mülahaza ediyorum; mesajınızdaki ifade ve üslûp hoş değil. Madem ki bu yolun yolcusuyuz, tabii ki hocalarımızın peşinde koşacağız, onların söylediklerine kulak ve gönül vereceğiz. Bizim burada yapmaya çalıştığımız da zaten, herkes her şeye gereği kadar zaman ayıramayabilir düşüncesiyle birbirimize/mü’minlere yardımcı olmaya çalışmaktan öte bir şey değil. Dolayısiyle bu tip meselelerimizde doğru ve isabetli olan usûl de, bunları ilgili arkadaşımızla, hocalarımızla görüşmek olmalıdır.

Ayrıca bildiğim ve gördüğüm kadarıyla umumi sohbetlerde olsun, Evrâd-ı Şerife okumalarının akabinde olsun neyin ne olduğuna, fazilet ve mükâfatına dair bilgiler veriliyor. Belki siz rastlamamış olabilirsiniz.

Madem “Günlük olarak tek başımıza yapabilir miyiz?” diye sormuşsunuz, yardımcı olmaya çalışalım. Bunun cevabı gayet açık:

- Yapamazsınız!

Gerek Evrâd-ı Fethiyye, gerek Evrâd-ı Bahaiyye ve gerekse diğer evrâd-ı şerifeler izinsiz okunmaz. Bu virdler aspirin gibi değildir, tabiri caizse ‘reçetesiz satılmaz’. Okuyanlar ruhsatlıdır. Çünkü bunları okumanın ilk şartı, müsaade etmeye mezûn olan zâttan (manevi mürebbîden) izinli olmaktır. İzinli olmayan, murâdına vâsıl olamaz.

Ayrıca okuma usûl ve şartları vardır. Hangi evrâd haftanın hangi günleri okunur, nasıl ve nerede okunur, nerelerde okunmaz, bütün bu şartlara da riayet lazımdır. Kendi kafandan kendi bildiğine göre okumaya kalkışırsan, ricâl-i maneviyyenin tabiriyle, Allah korusun “Bir okka samandan kaç okka duman çıkar görürsün”! Fayda yerine zarar edebilirsin. Çünkü o Evrâd-ı Şerife'nin tapusu / ruhsatı kendi üzerinde olan zatın himayesinde olmazsın. Dolayısiyle şeyâtîn ve sair süfliyâtın taarruzlarına mâruz kalabilirsin. Her ne kadar bazıları, izinsiz de okunsa oradaki dua-niyaz ve zikirlerden istifade edilir dese de, aslolan söz konusu tehlikeleri nazar-ı dikkate alarak ruhsatsız okumamaktır.

***

Evrâd-ı şerifeler, bâhusus ayet ve hadislerden derlenmiş me’sûr duâlar, tazarrû, niyaz ve ilticalar, istiğfar, salavât-ı şerife, kelime-i tevhid ve sair zikirlerden ibarettir. Muhteviyatında geçen ezkârın fazileti-ecri-mükâfatı, Efendimiz’in (s.a.v.) hadisleri ve evliyaullah’ın (k.esrarahum) ifade ve icma’larıyla sabittir. Akıl ve hafsalanın alamayacağı derecede büyüktür. "Ehl-i zikrin yanında 70 bin rûhânî bulunur. Evrâd-ı Şerif okuyanın yanında, 700 bin rûhânî bulunur." [Amme Cüz'ü Tefsir Notları, s. 113] O bakımdan öyle meclisleri kaçırmamaya, oralardan gafil olmamaya gayret etmek gerekir. 

Okunmasının hikmeti: Maneviyat erbabının bâtınî yolda terakkisi içindir. Bütün tarikatlerde, bâhusus Nakşî tarikatında bu yolun büyükleri tarafından Evrâd-ı Şerife tilâvetine büyük ehemmiyet atfedilmiştir. Kıymetini bilmek lazım...

Bu hususta fazla söze hacet olduğu kanaatinde değilim. Çünkü zaten hocalarımız her fırsatta anlatmaya çaba gösteriyorlar. Maamafih arzunuz istikametinde bunlardan Evrâd-ı Bahaiyye’den bir nebze bahsetmeye çalışalım.

***

Evrâd-ı Bahaiyye

(Şâh-ı Nakşibend Muhammed Bahauddin k.s. hazretlerinin evrâdı)

Bu Evrâd-ı Şerif, hayırların, menfaatlerin celbi (temini-getirilmesi) ve kötülüklerin giderilmesi için okunabilir. Fakat unutmamak gerekir ki; günah veya dinen memnu’ ve mahzurlu olan birşey için okunmasında, dua kabul edilmeyeceği gibi okuyan da günahkâr olur, zarar görür.

Şâh-ı Nakşibend hazretleri, ‘Bana bu evrâdı Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) âlemi mânâda öğretti. Her gece bana ders verip talim ederdi. Hatta yanında ezberledim’ buyurmuştur”. [Hamza bin Şemsad, Menbau’l-Esrar]

Ve yine aynı zat: ‘Evrâdın içinde ism-i Azam'ın 2 kere zikrolunduğunu ve bu ismi 40 kere tecrübe ettiğini söyleyerek, ne zaman ki kitabımda bu ism-i şerifin hangi yerde olduğunu beyan etmek murad ettiysem, her seferinde elim tutmaz, dilim lâl (konuşamaz) oldu. Anladım ki bu mevzuda bana izin verilmiyor’  demiştir.

Şeyh Ebu Ahmed (k.s.) şöyle buyurdu: ‘Evrâdın içinde bir ism-i şerif vardır ki, yer ile gök hazinelerinin kapıları bu isimle açılır’.

Muhammed Dımeşkî’den (k.s.) rivayet olundu ki, ‘Kim bu evrâdı hâlis bir niyet ile okursa, bedeninden bütün hastalıklar Allah Teala'nın izni ile kalkar’.

Bazı rivayetlerde ise Evrâd-ı Bahaiyye hakkında şu dikkat çekici açıklamaları görüyoruz:

‘Kim bu evrâdı okursa, Allah Teala ona nûr, hikmet ve yakîn ihsan eder. Sihirden, hasetten, nazardan korur; onun bütün sıkıntı ve üzüntülerini giderir. Ona izzet kapısı açılır’.

‘Bir kimse bu evrâdı okursa, ehl-i beyti arasında (ailesi içinde) kavgası olmaz, dirlik ve sevgi içinde geçinir. Ve onun üzerine nûrdan bir çadır kurulur, cinler ve şeytanlar o çadırı geçip eve giremezler’.

‘Her ne murad (hayırlı bir istek) için okunursa, Allah Teala'nın izni ile kabul olunacağı bildirilmiştir’.