selamün aleyküm hayırlı günler hocam öncelikle özelden rahatsız ettiğim için özür dilerim. kişisel web sitenize giriş yapamadım bu yüzden özelden yazıyorum. Hocam RABBİM nasip ederse 1 hafta içinde bir kız çocuğumuz olacak isminide Sümeyye berre düşündük (PEYGAMBERİMİZ HZ.MUHAMMED MUSTAFA (SAV).efendimizinde berre isimlerini değiştirdiğini öğrendik sağlam bir bilgimi acaba (birde sümeyye ecrin veya sümeyye bere) bu isimler uygunmu dualarımız sizlerle.. Serkan Ramazan Baraklı

*******

Ve aleyküm selam, size de hayırlı günler kardeşim. Est. rahatsızlık söz konusu değil. Nasıl mümkünse öyle ulaşabilirsin. Siteyle ilgili problemini de moderator arkadaşımıza ilettim, mutlaka alakadar olacaktır.

1- “Sümeyye”, kelime olarak: Ufak Sema / Küçük Sema / Semacık anlamındadır. İslâm tarihinde ilk şehit hanım sahabinin ismidir (r.anha).

Malumunuz, Asr-ı Saadet’ten günümüze gelinceye kadar çok sayıda Müslüman, Allah rızası için, Tevhid mücâdelesinde Allah'ın adını yüceltmek ve emrini hâkim kılmak için canını verip şehid oldu. Bunların başında Yâsir ve hanımı Sümeyye (r.anhuma) gelmektedir.

Ammar b. Yâsir'in babası Yâsir, bir köle idi. Yine kendisi gibi bir köle / câriye olan Sümeyye ile evlendirilmişti ve bu evlilikten Ammar (r.a.) dünyaya gelmişti. Bu mütevazi ailenin fertleri, hep beraber Müslüman olmuşlardı. Bekir oğulları, bunların üçünü de azâd etmişlerdi… Ancak müşrikler onlara çok eziyette bulundular. Yâsir ve hanımı Sümeyye (r.anhuma), müşriklerin zulmü neticesinde şehid olmuşlardı.

Ammar anasız-babasız kalmıştı. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), onlara dua etmişti... Yâsir ilk erkek ve hanımı Sümeyye ilk kadın şehid olmuştu... Bu şehidlik kervanı, herhangi bir yer veya zamanda noktalanmadı ve noktalanmayacak… Kuşkusuz kıyâmete kadar devam edecektir. [es-Süheylî, er-Ravdu'l-Ünf, Kahire, 1965, III, 201, 220; İbn İshâk, es-Sîreh, mad. 239, 240; Elmalı'lı, Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, V, 3131]

2- “Berre” ismi. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), kötü manaya gelen bazı isimleri değiştirdiği gibi, sahibini şımartma ihtimali olan bazı güzel isimleri de değiştirmiştir. Berre (veya Berra) da bunlardan biridir.

Berre; yüksek ahlâka sahip, her yönüyle arı-duru, tertemiz anlamına gelir. Bu anlamıyla sahibini hep iyi bir insan olarak hatırlattığı için, nefis muhasebesi yapmaktan alıkoyma ihtimali vardır. Az da olsa, manevî imtihan açısından bir risk taşıdığı için Efendimiz (s.a.v.) tarafından -tabiri caizse- “sedd-i zerâyi” düsturu gereğince değiştirilmiştir. [Sedd; menetme, engelleme, kapama manalarına gelir. Zerâyi' ise, bir şeye götüren vesîle ve yol manâsına gelen zeria'nın cem’îsidir. Bu şey mefsedet, maslahat, söz ve fiil olabilir. ‘Sedd-i zerâyi' vesîleleri kaldırmak, sebebi tıkamak demektir. Bu durumda kötüye, yanlışa vesîle olan şeye engel olmaktır.]

Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.), "iyi insan, kusursuz kimse, günahsız kişi" manasına gelen "Berre" ismini Zeyneb ismiyle değiştirmiştir. Bu ismi taşıyanın insanın zihninde, kendini beğenme gibi bir mânâ teşekkül edebilir. Bu da, o isimle isimlenen kişinin karakterine menfi / olumsuz yönde tesir etmek demektir. Zira bu isim hakkında Rasûl-i zî-şân Efendimiz (s.a.v.), "Allah sizin iyi olanlarınızı en iyi bilendir" buyurarak bu adı değiştirirken, "Kendinizi temize çekmeyin!" [Müslim, Sünen, Âdâb, 19] sözleriyle de, güzel bir ismi başka güzel bir isimle değiştirmenin esbâb-ı mûcibesini (gerekçesini) belirtmiştir. Bunun mânâsı, "Berre adını takıp da bununla iyi olduk sanmayın! Allah kimin iyi olduğunu herkesten daha iyi bilir!" demektir.

Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor: “Zeyneb binti Ebî Seleme’nin ismi Berre idi. ‘Nefsini tezkiye ediyor / temize çıkarıyor’ denildi. Bunun üzerine Nebî (s.a.v.) onu Zeynep diye isimlendirdi.”  [Buhârî, Sahih, Edeb, 108; Müslim, Sahih, Edeb 17, (2141]

İbn Abbâs (r.anhuma) anlatıyor: “Cüveyriye Bintu’l-Hâris’in ismi Berre idi. Rasûlullah (s.a.v.) onun ismini Cüveyriye diye değiştirdi. Zira, Rasûlullah (s.a.v.) ‘Berre’nin yanından çıktı’ denmesini sevmiyordu.” [Müslim, Sahih, Edeb 16 (2140]

Muhammed b. Amr b. Atâ’dan (r.a.): “Ben kı­zıma Berre ismini verdim. Müteâkıben Zeyneb binti Ebî Seleme bana şunu söyledi: Rasûlullah (s.a.v) bu isimden nehiy buyurdu. Benim adım da Berre idi. Rasûlullah (s.a.v.) ‘Kendinizi temize çekmeyin! Allah sizin iyi olanlarınızı pek âlâ bilir’ buyurdu. (Ashâb), ‘Ona ne isim verelim?’ diye sordular. ‘Zeynep ismini verin’ buyurdu.” [Müslim, Sahih, Edeb 19, (2142)]

Şu halde İslâm âdâbına uymayan, kişiye gurur, kibir, aldanma telkîn eden isimler uygun değildir. Bu kategoride yer alan isimlerin değiştirilmesinin sebebi; hem ismin manasından hem şahsa yansıyan menfi tesirinden kaynaklandığı ile açıklanabilir. Çünkü nefsin tezkiyesini yalnız Allah Teala bildiği gibi, ismin ifade ettiği mana, hakikatın hilafına da olabilir. Bu sebeple sahibini yersiz güvene ve bunun bir uzantısı olarak da kullukta gevşekliğe itebilir. Yersiz güven ise takvâyı zedelediği gibi, kulluk vazifelerini ifada gevşekliğe de sebep olur.

3- Bu sıralar kız ismi olarak pek popüler olan “Ecrin” kelimesinin aslı, Sarf ilminden hatırlayacağınız üzere “ecr”dir, masdardır, ücret manasınadır. Cem’îsi de “ücûr” (ücretler) olarak gelir. Bu kelimenin “Ecrin” diye mecrur olması için, Nahiv kaidesince, başında bir harf-i cerr olması gerekir; mesela “min ecrin” gibi…

Demek ki müstakıllen kalıp olarak “Ecrin” diye bir kelime / bir isim olmaz, yanlıştır. Doğacak çocuklarımıza böyle uydurma isimler yerine, mânâsı bakımından olduğu kadar lafzı / kalıbı bakımından da doğru isimler vermemiz gerekiyor. İsim irfanımız arîz ve amiktir, geniş ve zengindir; şahsen bu noktada zorlanmamıza bir türlü mana verebilmiş, anlayabilmiş değilim!

Lütfen… 

Go to top