Bir kısım ayetlerde şeytanın insanlara düşman olduğundan bahsedilirken bir kısım ayetlerde şeytanı dost edinen insanlardan ve şeytanın kafirlere dost edildiğinden bahsediyor nasıl anlayalım? Bazı ayetleri nakledeyim:

1.kısım: ...Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onun soyunu mu dost ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır....(Kehf 50)

Çünkü şeytan, sizin düşmanınızdır, siz de onu düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.(Fatır 6)

Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.(İsra 53)

«Ey Âdem oğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır» demedim mi?(Yasin 60)

2.kısım: Şüphesiz biz şeytanları, inanmayanların dostları(velileri) kıldık (A'raf 27)

Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.(Nisa 119)

O, bir gurubu doğru yola iletti, bir guruba da sapıklık müstehak oldu. Çünkü onlar Allah'ı bırakıp şeytanları kendilerine dost edindiler. Böyle iken kendilerinin doğru yolda olduklarını sanıyorlar.(A'raf 30)

Soru gönderilirken hata oluştu 2 kere gönderdiysem affola

*******

Cenab-ı Hakk’ın, “…şeytan, insanın apaçık düşmanıdır” buyurduğu gibi, meallerini kopyalamaya çalıştığınız ayetlerin anlattıkları da ‘apaçık’tır, gizli-kapalı bir yanı yoktur. Binaenaleyh bu ayetlerde anlatılanları, Mevlâ-yi zû’l-Celâl’in anlattığı gibi anlamalıyız. Aksi yönlerdeki bir anlayış yanlış olur!

Velhâsıl;

- Allâh’ı, Rasûlü’nü ve mü’minleri bırakıp Şeytan’ı dost edinmemeli; onun vesvese ve tuzaklarına kanıp aldanmamalıyız. Onu düşman bellemeli ve çağrılarına kat’iyyen kulak asmamalıyız.

- Hiçbir meselede onun tarafını tutmamalı, Rahmân’ın (c.c.) gösterdiği istikamette / yer ve yönde olmalıyız.

- Bedenî, malî, kalbî… hiç bir ibadet ve taatımızda, zikir ve fikrimizde ihlâsı’ı ihmâl edip yaptıklarımızı riyâ ve süm’a ile boşa çıkartarak Şeytan’a kulluk eder hâle gelmemeliyiz.  

- Şeytan’ın, müşrik-münkir-münafık, fasık-facir ve bilumum dalâlet ehlinin dostu, mü’minlerin ise amansız düşmanı olduğunu; eğer onu dost edinirsek dünya ve ahirette aşikâr bir zarar ve ziyanda olacağımızı hatırdan çıkartmamalıyız.

- …Ve neticede hidayet ve dalâletin, bir başka ifadeyle hayır ve şerrin yaratıcısının Allah Teâla olduğunu; kullardan, hür iradesiyle hidayeti isteyeni doğru yola ilettiğini; O’nu bırakıp Şeytan’ı dost edinerek dalâleti isteyene de sapıklığı verdiğini; bununla birlikte onların, kendilerinin doğru yolda oldukları zannında bulunduklarını; bilakis mü’minleri geri kafalı ve karanlık görüşlü diye yaftalamaya çalıştıklarının şuur ve idrâkinde olmalıyız.  

Zikri geçen bu ayetlerde Rabbimiz Teâla ve Tekaddes hazretleri özetle bunları beyan ediyor biz mü’min kullarına…

Bunca basitliğe rağmen eğer anlamakta zorlanırsanız, daha geniş açıklamalar için tefsirlere bkz. 

Go to top