Sa

Halis hocam bır sualim olacaktı:

Meyyit ve meyyite nin mezar derinlikleri ölçüsü ve hikmetleri nelerdir?

Emrullah Polat – İstanbul

*******

Ve aleyküm selam.

Değerli kardeşim;

Kabrin bir insan boyu kadar derin ve yarım boy kadar enli olması güzeldir. [Bkz. Şeyh Kırk Emre el-Humeydî (v. 1475), Câmiu’l-Fetâvâ]

Yarım boy miktarı derin olması da kâfidir / yeterlidir. Kabirlerde en faziletli olan lâhiddir. Şöyle ki: Salâbetli yani toprağı sert olan bir kabrin içinde kıble tarafı oyulur, ölü buraya konulur. Önüne de tahta, kamış veya kerpiç benzeri şeyler konur. Bu durumda toprak, tam ölünün üzerine değil, bu şeyler üzerine atılmış olur. Bu ölüye karşı bir saygıdır.

Fakat kabrin yeri yumuşak veya ıslak olup da, lâhid kazılması mümkün olmazsa, dere gibi çukur kazılır. Buna "Şakk / yarma" denilir. Lüzum görülürse, iki tarafı kerpiç ve tuğla gibi bir şeyle örülür. Sonra ölü bunların arasına konulur. Üzerine de, ölüye dokunmayacak şekilde kerpiç veya tahtalar ile tavanımsı bir örtü yapılır.

Kabrin dibi ıslak ve yumuşak olduğu zaman cenaze tabut ile gömülebilir. Öyle ki, bu durumda tabutun taştan veya demirden yapılmış olması da caizdir. Fakat böyle bir hal olmayınca, tabut ile gömmek mekruhtur. Bazı fıkıh âlimlerine göre, kadınların tabut ile gömülmeleri, toprak yumuşak olmasa bile, güzeldir. Dibi ıslak olan bir kabrin içine toprak döşenmesi sünnettir. [Bkz. Bilmen, ö.N., Büyük İslam İlmihali, Cenazelerin Kabirlerine Konulması bahsi, s. 259]

Meseleyi şöyle özetleyebiliriz:

Koku dağılmasın ve yabânî hayvanlar cenazeyi çıkarıp zarar vermesin diye, kabirlerin derin olması sünnettir. Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) bu mevzuda tavsiyeleri vardır. [Bkz. Ebu Davud, Sünen, 2, 70; Nesai, Sünen, 1, 283-284; Tirmizi, Sünen, 3, 36; Beyhaki, Sünen, 4, 34; Ahmed, Müsned, 4, 19-20]

Yukarıda da naklettiğimiz gibi, fıkıh kitaplarımızda, kabrin derinliğinin en az yarım boy yani bel hizasından olacağı, fakat bir adam boyu da olabileceği ifade edilmiştir.

Sorunuza gelince

Fıkıh kitaplarımızda, kabirlerin derinliği hakkında kadın-erkek ayırımı ile ilgili bir açıklama bulamadık. Hanefî âlimleri de, cenazede kadın-erkek ayrımı yapmadan mutlak manada, "yarım adam boyu veya göğüs hizası kadar olmalıdır" demişlerdir. [Bkz. Prof. Dr. Vehbe ez-Zuhayli, İslam Fıkhı, 3, 72-75; Doç. Dr. Süleyman Toprak, Ölümden Sonraki Hayat, s. 182-188]

Belkide kadınların mahremiyeti ve daha iyi korunması için kabirlerde en derin kısım, yani bir insan boyu miktarı olması tedbir açısından düşünülmüş olabilir. Veya cenaze çürüdükten sonra kemiklerinin kadına mı, erkeğe mi ait olduğu bilinsin diye böyle yapılmış olabilir.

Her şeyin olduğu gibi, bu meselenin de elbette ki en iyisini Allah bilir.

Go to top