saygıdeğer hocam s.a. sizi tanıdığım için ne mutlu bana. aklıma takılan sorulara sizden gönül rahatlığyla cevap alabiliyorum. günümüzde internette 3 doğru söyleyip 1 sapık düşüncesi insanlara empoze etmeye çalışan nice hocalar var. malumunuz hepsini tek tek yolumuzun insanları olarak biliyoruz. benim sorum sırtımda biraz sivilce var. banyo yapacağım zaman atletimi çıkardığımda bazen kan izleri ve sarı su şeklinde patlamış iltihaplar gibi lekeler görüyorum. yıllar önce teravih namazını kıldıktan sonra  banyoya girdiğimde atletimdeki kan lekelerini görmüştüm. yurtta tekamülden yeni gelmiş hocamız vardı. ona sordum. yeniden kılman gerekir dedi. yeni bi hoca olduğu için de pek tecrübeli değil gibiydi. kazakistan uyruklu. şimdilerde yine oluyo ara ara atletimdeki kan lekeleri ve şüpheye düşüyorum. nedir hocam bunun hükmü?

*******

Ve aleyküm selâm…

Değerli kardeşim; itimadınız için teşekkür ederim. Rabbim cümlemizi istikamet, itaat, sadakat ve teslimiyetten mahrum etmesin. Feyzimizde nurumuzda daim kılsın. Rızasına muvafık şekilde liyâkat üzere yolunda hizmetlerden ayırmasın.

Sorunuzu etraflıca anlatabilmek/anlayabilmek için necaseti ve kaç türlü olduğunu, ibadete engel teşkil eden miktarlarını görelim.

Bildiğini gibi necâset; hakîki ve maddî pislik, kirlilik anlamına gelir. Bundan temizlenmeye de necâsetten taharet denir. Namazın şartlarından birisi de necâsetten taharettir. Namazın sahih olması için, beden, elbise ve namaz kılınacak yerlerin temiz olması şarttır.

İslâm dini temizliğe büyük önem vermiştir. Vücut, elbise ve çevredeki necâsetin, her bir zerresinin en iyi bir şekilde temizlenmesi istenmektedir. İdeal olan bu olmakla birlikte, böyle bir temizlik her zaman mümkün olmayabilir. Bu sebeple, dindeki kolaylık esasından hareketle, ibadetler için gerekli maddî temizliğin alt sınırını belirlemede ölçüler getirilmiştir. Bu aynı zamanda, namazın sahih olması için gerekli olan temizliğin alt sınırıdır.

***

Namazın sıhhatine mani olup olmaması bakımından necâsetler ikiye ayrılır:

1. Necâset-i galîza: Ağır necâset manasınadır. İnsan dışkı ve idrarı, vücudun herhangi bir yerinden akan kan, irin, kusmuk, meni, âdet veya lohusalık kanı; eti yenmeyen hayvanların dışkı, idrar ve salyaları, eti yenen hayvanlardan kümes hayvanlarının pislikleri, akan kan; şarap, leş, bu grup necâsettendir. Namaz kılanın vücudunda, elbisesinde veya namaz kıldığı yerde bir dirhemden (2,08 gr.) fazla bulunması halinde namaza manidir. Mâyi (akışkan-sıvı) olması hâlinde, avuç ayası kadar bir sahayı kaplarsa namaz sahih olmaz.

2. Necâset-i hafîfe; hafif olan necâset anlamına gelmektedir. At, katır ve eşeklerin sidikleri ile, eti yenen koyun, keçi, geyik ve karaca gibi evcil ya da yabanî hayvanların sidikleri ve bunların dışkıları ile kuşların pislikleri İmam Ebû Yûsuf ve Muhammed'e (rahımehumallah) göre hafif pisliktir. Fetvaya esas olan bu görüştür. İmam-ı Azam Ebû Hanîfe'ye (rh.) göre ise bunlar ağır pislik çeşidine girer.

Hafif necasetlerin beden veya elbisenin 1/4 `inden fazlasına bulaşması hâlinde namaz sahih olmaz. Bundan az ise namaz kılmak caiz olmakla birlikte mekruhtur. [Bkz. İbnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, I, 135 vd.; el-Meydânî, el-Lübâb, I, 55; İbn Rüşd, Bidâyetül-Müctehid, I, 73; eş-Şîrâzi, el-Mühezzeb, I, 46; İbn Kudâme, el-Muğnî; I, .52; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletüh, Dimaşk 1405/1985, I, 115 vd.]

İnsanın bedeninde, elbisesinde veya namaz kılacağı yerde, namaza mâni olmayacak kadar az pislik bulunmasıyla namazın sahih olacağı düşüncesiyle, temizliği ihmal etmek yanlıştır. Bu pislikleri tamamen temizlemek mümkün iken, bunlarla namaz kılmak mekruhtur. Diğer taraftan, yeryüzünün tamamının Müslüman toplum için mescit kılındığı, yani her yer potansiyel olarak namaz kılınacak yer olduğu göz önünde bulundurularak, çevrenin de kirletilmemesine dikkat edilmelidir.

Demek oluyor ki sizin meseleniz galiz necaset kısmına giriyor. Kan, sarı su, iltihap gibi katı değil akışkan/sıvı necaset olduklarına göre, ölçümüz, avuç ayası kadar bir alanı kaplayıp kaplamadığıdır. Kaplıyorsa namazı iade etmek gerekir, çünkü sahih/geçerli olmamıştır. Eğer avuç ayasından az bir alana yayılmışsı namazınız sahihtir, iade etmeniz gerekmez.

Go to top