Allah razı olsun abi, cevabinizi okudum, istifade ettim.

Selam husunda bir sorum olacak abi. Bize baş veya el ile selam verene nasıl karşılık vermeliyiz ? Baş ve el kaldırarak verilen selamın hükmü nedir? Isim mahfuz Allah razi ve memnun olsun.

 

 

*******

es-Selâmü kable’l-kelâm: Selâm kelâmdan öncedir” hadis-i şerifini hatırlayıp, “Selâmün aleyküm” diyerek başlayalım söze... Ba’dehu niyazımız; güzel dualarınıza hudutsuz “amin”ler, mukabilinde sınırsız hayır-dualar…

Selâm meselesine gelince…

Selâmı nasıl almamız-vermemiz gerektiğini anlattığı ayet-i kerimede Rabbimiz (c.c.) buyuruyor ki:

Size bir selâm ile selâm verildiği zaman ona ya daha güzel bir selâm ile veya aynısıyla karşılık verin. Muhakkak ki Allah, her şeyi hakkıyla hesap eder ve karşılığını verir.” [Nisa suresi, 86]

Âyetin açıklaması da kısaca şöyle:

Selâm, bildiğiniz üzere mü’minlerin birbirine duasıdır ve İslâm’ın alâmetlerindendir.

es-Selâmü Aleyküm” veya “Selâmün aleyküm” şeklinde selâm veren bir kimseye ya aynı şekilde “Ve aleykümü’s-selâm” diyerek veya buna “ve rahmetullah” ekleyerek daha güzeliyle cevap verilir. “es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah” şeklindeki bir selâma da ya aynıyla karşılık verilir veya “ve berekâtüh” ilave edilir.

***

Görüldüğü gibi, İslâmî mânâdaki selâmda hep lâfız yani söz vardır. Sırf işarete dayalı selâmlaşmanın İslâm’da yeri yoktur. Hiçbir şey demeden sadece başını eğerek ve eliyle işaret ederek selâm veren kimseye “Ve aleykümüsselâm” demek mecburiyeti de yoktur. Zaten o kimse de böyle bir beklenti içinde değildir. Çünkü selâmın önemini, taşıdığı mânâyı bilen kimse selâmı sünnette geçtiği şekliyle âdâbına uygun olarak verir, verdiği gibi de karşılık bekler. Ancak sağırlık ve dilsizlik gibi mazereti olan kimselere selâm verirken, ya da sesimizi duyuramayacağımız bir ortamda selâmlaşırken karşı tarafın, selâmın alınıp verildiğini fark etmesi için lâfızla birlikte el ile de işaret edilmelidir. [Nevevî, el-Ezkâr, s. 221]

Hasılı, yukarıda anlatmaya çalıştığımız şekilde selâmlaşmak, yalnız Müslümanlara hâs bir uygulamadır. Diğer dinlerde parmak işaretiyle, el ve baş işaretiyle ve benzeri şekillerde selâmlaşılır.

Selâma işaretle karşılık vermek de yeterli olmaz, hatta Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) bundan men etmiştir: “Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeyin, çünkü Yahudilerin selâmı parmakla işarettir, Hıristiyanların selâmı da avuçlarla işarettir.” [M.Yusuf Kandehlevi-Hayatü’s-Sahabe, 3, 1089]

Bunun yanında muhatap olduğumuz, birlikte çalıştığımız, komşuluk ettiğimiz, dostluk kurduğumuz insanların bir kısmı, maalesef başta selâm olmak üzere pek çok İslâmî âdab ve erkândan habersizdir. Böyle kimseleri selâma alıştırmak, fiilen selâmın nasıl alınıp verilmesi gerektiğini öğretmek için, nasıl selâm verirse versin, “Ve aleykümü’s-selâm” diyerek belirtmekte de elbette fayda vardır.

***

Selâm, İslâm’ın en hayırlı amellerinden birisidir. Amr İbni’l Âs (r.a.) anlatıyor:

Rasûlullah Efendimize (s.a.v.),

- “İslâm’ın hangi ameli daha hayırlıdır?” diye sorulmuştu.

- “Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir[Buhari, Sahih, 12, 2017; Ebu Davud, Sünen, Edep 142, 5194] diye cevap verdi.

Bu hadis-i şerif, selâmın önemiyle birlikte, karşılaştığımız kimseden selâm beklemeden selâm vermeyi teşvik etmektedir. Başka bir rivayette Ebu Ümame (r.a.) şöyle anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:

Allah’a en makbul insan, karşılaşmada selâm vermede önce davranandır.” [Tirmizi, Sünen, İsti’zan 6, 2695; Ebu Davud, Sünen, Edep 144, 5197] 

Go to top