Selamün aleyküm Halis Abi. Geçmiş olsun. İnşallah sifa bulmussunuzdur hastaliktan. 

Abi bize değişik bir soru geldi. Icinden cikamadik. Size danismak istedik. 

Bir topluluk camide tesbih namazi kilmak icin toplanmis. Imam bunlara herkes kendi basina kilmaya niyet etsin demis ve kendisi de sadece kendine niyet etmis. Fakat namazı aynen cemaatle kilar gibi kilmislar. Imam tesbihleri okudukca arkadakiler sessiz okumus. Fatiha ve zammi sureleri de imamla ayni okumuslar. Ruku secdeye birlikte gitmisler.

Imamda sıkıntı yok ama Cemaatin namazi olur mu? (Bu sekilde 20’ye yakin namaz kilmislar) Allah razi olsun. Hayırlı geceler. Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Teşekkür ederim. Tedaviye devam ediyoruz. Dualaranızı eksik etmeyiniz.

Öncelikle belirtmemizde fayda var; bu hususta imamın yaptığı, doğru olandır. Yani nafile bir namazı, herkesin kendi başına (münferiden) kılmasıdır. Tabii daha da münasip olanı, bu gibi nafilelerin camide değil, evde kılınmasıdır. Bunun istisnası ancak, cemaat öğreninceye kadardır. Ondan sonra evlâ ve münasip olan, cemaatle kılmayı sonlandırmaktır. 

Malum, Mecellemiz’in ilk maddesi, “Amellerin hükmü niyetlere göredir” kaidesidir. Bu madde hadis-i şeriften alınmıştır. Bununla beraber namazda imam olanın imâmete niyet etmesi lâzım gelmez. Fakat kadınların da iştiraki düşünülerek imâmete niyet etmesi şarttır. Binâenaleyh bir imam, “Ene imâmun limen tebeanî: Ben bana uyanlara imâmım” diye niyet etse, kendisine iktida eden kadınların da namazı sahih olur.

Cemaatle namaz hâlinde imama uyulduğunda niyet edilmesi lâzımdır. Mesela “Bugünkü öğle namazının farzını kılmaya niyet ettim, uydum şu imama” denilir. Yahut sizin meselenizde olduğu gibi, “Niyet ettim Allah için tesbih namazı kılmaya, uydum şu imama” diye kalben niyet etmeleri gerekir. Bu şekilde niyet edilmediği takdirde imama iktida sahih olmaz. Mesela mutlak manada “imama uydum” diye niyet edilmesi, muhtar olan kavle göre kifâyet etmez. Ayrıca kılacağı namazı da tayin etmesi şarttır. Bu sebeple “İmam ile namaz kılmaya niyet ettim” demesi de yetmez.

Hâsılı, her ne kadar imamın imamete niyet etmesi şart olmasa ve onun namazında sıkıntı bulunmasa da, cemaat imama uymaya niyet etmemişse o iktida, dolayısiyle cemaatin o namazı sahih olmaz. Çünkü imama uymanın sıhhat şartlarından ilki, “muktedinin, kendi tahrîmesine hakikaten veya hükmen bitişik olarak imama uymayı niyet etmesi”dir. Yani muktedi, hem namaza hem de imama uymaya niyet etmesi gerekir. Kıraat ve tesbihleri tekrar etmeleri, imamla birlikte yatıp kalkmaları neticeyi değiştirmez. Niyetin tamam olmadığı yerde amel de tamam olmuş olmaz.

Ve yine bilindiği gibi nafile ibadete başlayınca onu tamamlamak gerekir; eğer baş­lanıp bozulursa veya sahih olmadığı anlaşılırsa, onun kazası vaciptir. Bu mevzuda umumi kaide şudur: “Hanefî ve Mâlikîlere göre, adak dolayısıyla veya sahih olması hususunda başlangıcı sonuna bağlı olan ibadetlerin bozulması, tamamlanmasının ve kazasının da sebebidir. Bu durumda abdest, tilâvet secdesi, hasta ziyareti vb. bizzat maksud ibadet olmadıklarından ve adamakla yapılması gerekli ol­mayan ameller ile sadaka, kıraat gibi sahih olması için başı sonuna bağlı bulunlmayan ameller bu kaidenin dışında kalırlar. Namaz, oruç, hac, umre ve tavaf ile İmam-ı Azam Ebu Hanife ve İmam Ebu Yusuf’a (rahımehumullah) göre i’tikâf da bu kaidenin uygulanacağı, yani kazasının vacip olacağı ibadetlerdir. Şâfiî ve Hanbelilere göre ise, sadece başlanıp bozulan hac ve umre kaza edilir.

O halde cemaatin her birerinin, müntesibi bulundukları mezhebe göre amel edip icabını yapmaları gerekir.   

İlave bilgi: Cenaze namazında imamın, imamete niyet etmesi gerekmez; cemaat arasında ister kadın bulunsun, ister bulunmasın, fark etmez. Fakat cemaattan her birinin, Allah rızası için o cenaze namazını kılmaya ve onun için duaya ve imama uymaya niyet etmeleri gerekir.

Rabbim cümlemizden razı olsun.

Go to top