Eslem ismi ne manaya gelmektedir, sahabe isimlerinden midir?
Kız için mi erkek için mi kullanılması gerekir, yoksa iki cins için de kullanılabilir mi?
*******
Eslem: Arapça sıfattır. ‘Sâlim’den ism-i tafdil, müfred müzekker; en selâmetli, en emin, en doğru, en sağlam manalarınadır. Mesela: ‘Eslem-i turuk’: Yolların en selâmetlisi, en emini, en doğru yol demektir.
S.A. Hocam tecdidi iman ne demek ve nasıl yapılır? Allah razi olsun. Mehmet Hilmi Tarhan - Avusturya
*******
Ve aleyküm selâm kardeşim;
Tecdid; yenileme, yeni hale getirme, tazeleme manalarınadır. "Tecdîd-i iman" da, iman tazeleme demektir.
Muhterem hocam, Cenabi Allah kurani keriminde kurani koruyacagini beyan ediyor. Hadisi seriflerde vahiy kaynakli oldugu icin onlari da ümmetin alimlerinin hafizalari vesilesiyle manen korundugunu söyleye bilirmiyiz. Bunu sormamin sebebi ise, deformistlerin kütübü sittede uydurma! hadis oldugunu iddia etmeleridir. Tarihte icma edilen meseleler hakkinda bilgi verebilirmisiniz? selam ve dua Kemal
*******
Değerli kardeşim;
Elbette ki Sünnet de belirttiğiniz gibi ümmetin âlimleri/hadis hafızları tarafından gerek hıfz, gerekse hadis ilmine dair usûl ve esaslarla korunmuş, hatta âriflerin manevi keşifleriyle de tesbit edilip muhafaza olunmuştur.
Hocam; nikah kıyarken şahitleri yanıma oturttum ama, kıyma şeklinde şahitlere bir şey sorulduğu yazmıyordu Nikah Risalesi'nde.. Onlar, "verdim-aldım" lafızlarını duydular fakat en sonunda, "Sizler de şahit oldunuz mu?" diye sormadım. Bu sorunun sorulmaması nikah akdine bir zeval getirir mi?
*******
Hayır, bir zarar vermez; çünkü bu noktada aslolan, şahitlerden her birinin orada hazır bulunup tarafların icap ve kabulünü yani "verdim-aldım/kabul ettim" sözlerini duymalarıdır. İtirazları olacak olsa, zaten o esnada belirtirlerdi, öyle değil mi?
Hz.İbrahim (as)'ın hanımı olan Sare validemiizn isminin arapça yazılışı ve telaffuzu hakkında ihtlaflar olduğuna şahit olduk. Aslında “SÂR” şeklinde iken daha sonra Sâre şeklinde kullanıldığı söyleniyor. İsmin manası ve doğru telaffuzu nasıldır?
*******
Kamûs-i Türkî’de Şemseddin Sâmi bey “Sârâ”nın (sin-elif-ra-elif harflerinde mürekkep) Farsça bir sıfat ve hâlis, sâfî manasında olduğunu ifade etmiş ve bir de “Anber-i sârâ (hîlesiz, katıksız anber)” diye misâl vermiştir.