Muharrem ayının onuncu günü (Âşûre günü), önceki bir gün yahut sonraki bir gün ile birlikte iki gün oruç tutmak sünnettir. Yalnız Âşûre günü oruç tutmak ise, tenzîhen mekruhtur. Hadis-i şerifte,
“Arafe orucu biri geçmiş ve biri gelecek iki seneye kefarettir. Âşûrâ orucunu da tutunuz ve ona dokuzuncu veya on birinci günü ilave ederek Yahudilere muhalefet ediniz, onlara benzemeyiniz.” buyrulmuştur. [Bkz. İbn Kudâme, el-Muğnî; eş-Şerhu'l-Kebîr ale’l-Muğnî, 3, 104; Mehmed Zihni Efendi, Nimet-i İslâm, Huzur Yayınevi, İstanbul, 2008, s. 445]
Denildi ki; bu ikisinin (Arafe ve Âşûre'nin) farklılığının hikmeti, birincisi Nebîlerin Hâtemi Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) şeriatı olması, ikincisinin ise Hz. Musa’nın (a.s.) şeriatı olmasıdır. Elbette birincisi daha üstündür. Lakin zilhiccenin âşeri (onuncu günü) nahr (kurban kesme / kurban bayramının ilk) günü olduğundan, onda oruçlu olmak caiz olmadığı gibi, Arafe günü de Arafat’ta bulunan hacılara göre oruçlu olmak mendup olmaz. Zira hacı, oruçlu olması sebebiyle, o gün kendisinden istenen hususta zayıf kalabilir. [Hacı Zihni Efendi, a.g.e., s. 445, 41 no’lu dipnot]