es-Selâmu aleykum hocam..

Günlük hayatımızda olsun, telefonda olsun bir akrabımızı ya da arkadaşımızı gördüğümüzde bize yakın olan bir kişiye selâm gönderdiğinde o an için selâm geçtiğinde “Ve aleykum selâm” dememiz gönderilen selâm için kafi midir? Yoksa ki selâm üzerimize bir borç olup sahibine ne olursa olsun ulaştırılmalı mıdır? Çoğu zaman aklımızdan çıkabiliyor.. Allah razı olsun.. Mehmet Fazıl

 

 

*******

 

Ve aleykümü’s-Selâm.

 

Değerli kardeşim;

Gönderilen selâmı yerine ulaştırmak vâciptir. Fakat selâmı gönderene, Ve aleyküm selâm diye karşılık verilirse bu vücup kalkmış olacağından, selâmı ulaştırmak kişiye vâcip olmaz. Bununla birlikte alınan selâmın üzerimizde bir emanet olduğunu düşünürsek, tabii ki elimizden geldiğince bu emaneti yerine tevdi etmeye gayret etmemiz lazımdır. Üstümüzde vebâl olarak kalmasa da, güzel olan davranış tarzı budur. Aklımızdan çıkanlar, elimizde olmayarak ulaştıramadıklarımız da, umulur ki ma’fuvdur / affolunur.

***

Selâm vermek sünnet, almak farzdır

Selâm getiren birinden selâmı almak, mektupta-mesajlarda-maillerde-msn’de-telefonda yazılı selâma ya yazılı ya da o anda sözle “Ve aleyke’s-Selâm” veya “Ve aleykümü’s-Selâm” diye karşılık vermek gerekir, çünkü farzdır.

Bilindiği gibi Müslümanlar arasında bir sevgi-dostluk ve iyi niyet nişânesi (göstergesi) olan selâmı vermek sünnet, almak ise farzdır. Verilen selâmı almamak caiz olmaz.

***

Hayra-iyiliğe öncülük eden

Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:

Hayra delâlet eden onu yapan gibidir.” [Tirmizî, Sünen, İlm 14, Hadis no: 2672; Ebû Dâvûd, Sünen, Edeb, 114-115, Hadis no: 5129]

Yani bir iyiliğe öncülek edip sebep olan kişi, onu bizzat işleyen gibidir. O bakımdan selâm veren kimse alanın da sevabına ortak olur. Çünkü onun selâm almasına ve sevap kazanmasına sebep olan kişi, selâmı verendir. Bu sebeple selâm vermek selâm almaktan daha faziletli olabilir.

Aynı şekilde Kur’an okumak sünnet, dinlemek (kifaye yoluyla) farzdır. Ancak dinleyene sebep olan okuyandır. Bu açıdan okuyanın fazileti daha ziyade olabilir. Ama unutmamak gerekir ki;  bütün ibadet-tâat ve amellerde sevap ve faziletin asıl ölçüsü, ihlâstır. İhlâsla yapılan küçük bir amel, ihlâssız yapılan pek çok amelden daha üstündür.

***

Selâm’ın bazı edepleri

Malumunuz, selâm mü’minin mü’mine yaptığı hayırlı bir duadır. “Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerine olsun” mânasına gelen selâmlaşmanın yerini, başka kelime ve kavramlar tutmaz. Karşılaşan iki Müslüman birbirlerinin ellerini tutarak müsâfaha eder, Rasûlullah’a (s.a.v.) salavât okur, hâl-hatır sorarlar. Bunu yapan kişiler, henüz birbirlerinden ayrılmadan Allah onları mağfiret eder. Binaenaleyh bu güzel hasletin yani selâm vermenin de bazı edepleri vardır.

·                    Bir topluluğun yanına girilirken konuşulmadan önce es-Selâmu aleyküm veya Selâmün aleyküm diyerek selâm verilir. “es-Selâmu kable’l-kelâm” hadisi meşhurdur malumunuz.

·                    Eve girerken ev halkına selâm verildiği gibi ayrılırken de selâm vererek ayrılmak faziletli bir iştir.

·                    Boş bir yere (odaya/eve) girilirken de “es-Selâmu aleynâ ve alâ ibâdillahi's-sâlihîn” diyerek selâm verilir.

·                    Gençler yaşlılara, binekliler yayalara, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önden gidenlere selâm verirler. [Bkz. Buhârî, Sahih, İsti'zân, 4-7; Müslim, Sahih, Selâm, 1; İbn Hanbel, Müsned, 3, 444]

·                    Bir topluma verilen selâma “Ve aleykümü’s-Selâm” diye içlerinden biri karşılık verirse, diğerlerinden selâm alma vecibesi düşmüş olur. Fakat o topluluk içinden hiçbiri karşılık vermezse, hepsi de günahkâr olur.

·                    Bir toplantıdan ayrılırken de selâm vermek âdaptandır.

·                    Kendisine selâm verilen kimse, ya ayniyle ya da daha güzel bir selâmla karşılıkta bulunarak şöyle der: “Ve aleykümü’s-Selâmu ve rahmetullâhi ve berakâtüh.” [Bkz. Nisa suresi, 86] Bunu söylemek, zaman ve zeminine göre çok güzeldir. Bu şekilde selâm verene de, sadece “Ve aleyküm…” denilerek karşılık verilir, verilebilir.

·                    Bir kimsenin selâmını getirip tebliğ edene, “Ve aleyke ve aleyhisselâm” diye karşılık verilir. Bir mektupla-mesajla selâm yazılmış olursa, yukarıda da belirttiğimiz üzere, ya dil ile veya yazı ile “Ve aleyke’s-Selâm” denilir.

Selâma karşılık veremeyecek durumda olanlara selâm vermek mekruhtur. Onun için;

- Yemek yiyene

- Kur’an okuyana

- Hutbe dinleyene

- Namaz kılana selâm verilmemelidir. Verilirse, cevaplanması mutlaka gerekmez.

- İşlediği günahı açıkça söylemekten çekinmeyen kimselere (fâsık-ı mütecâhirlere) de selâm vermek mekruhtur.

Go to top