Hocam hak bir mürşide nasıl varılır hak mürşit ayet ve delil ile sabit midir yoksa mürşidin hal ve hareketlerinin durumu müridlerinin hal ve hareketlerinin durumlarına göre mi belirlenir?

 

*******

Sevgili kardeşim;

Kusura bakma ama, soru diye yazıp gönderdiğin bu satırlardan öncelikle sen kendin bir şey anladın mı? Gerçekten bunların bu üslupla sorulmasının lüzumuna inandın mı? Merak ettim doğrusu... Diyorsun ki;

- hak bir mürşide nasıl varılır?

- hak mürşit ayet ve delil ile sabit midir?

- yoksa mürşidin hal ve hareketlerinin durumu müridlerinin hal ve hareketlerinin durumlarına göre mi belirlenir?

Âcizane kanaatimce bunlar, sanki laf olsun torba dolsun, iş olsun kabilinden rastgele aklına geldiği gibi satırlara dökülmüş kelimeler topluluğu... Lütfen, çok çok değerli olan vakitlerimizi böylesine gereksiz, ne olduğu ne denmek istendiği, hangi maksada hizmet ettiği pek de kolay anlaşılamayacak denli karışık sorularla harcamayalım.

Meselâ;

- Sen bilmiyor musun hak bir mürşid-i kâmil u mükemmile nasıl varılacağını? Maneviyat yoluna baş koymuş bir derviş, haberdar değil midir bu kadarcık basit bir tasavvuf usûl ve âdabından?

- Mürşid için delilden kastın, onların irşada olan ehliyet ve salahiyetleri ise, en basitinden Rasûlullah Efendimizden (s.a.v.) sonra peygamber gelmeyeceğini... Bu ümmetin hakikat âlimlerinin Benî İsrâil’in peygamberleri gibi olduğunu... Ve bunların Efendimizin (s.a.v.) varisleri bulunduğunu da mı akledemedin? Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) vazifesi nasıl ki ancak tebliğ ise, onun hakiki varisleri olan mürşidlerin vazifesi de yalnızca odur elbette. Kimseye hidayet etmek değil. Hidayet Allah'a mahsus. Bunun böyle olduğu da Kur’an ayetleriyle sabit değil midir? Cenab-ı Hak, Mâ ale’r-Rasûli ille’l-belâğ (Rasûlün / Peygamberin üzerine düşen (yapması gereken vazifesi) sadece tebliğ etmektir) [Mâide suresi, 99] buyurmuyor mu? Peygamber (s.a.v.) dahi sevdiklerine (istediklerine) hidayet edebiliyor mu?

- Hangi akıl ve mantıktır ki mürşidin durumunu müridlerin hal ve hareketleriyle belirleme gibi bir saçmalığa düşebilir, böylesine akla zarar bir şeyi düşünebilir? Zira;

Mürşidlerin intihabı da, salahiyetleri de, manevi rütbeleri de, demokrasi idaresindeki gibi halk tarafından aşağıdan yukarıya seçimle değil, yukardan aşağıya doğru intihab ile olur... Yani onları tayin ve tesbit eden de, manevi hal ve mevkilerini belirleyip rütbelerini-derecelerini veren de Allah ve Rasûlüdür. Onların dosyalarını hazırlayan ve bu işlerde vazifeli olup Rasûlullah’ın (s.a.v.) emrinde bulunan manevi hey’et-i mahsusadır.

Ezcümle, "Rasûlullah'ı (s.a.v.) Mevlâ-yi Müteâl hazırladı ise, vârislerini de O hazırladı". [Ali Erol, Hatıratım, s.55]

Lütfen, ihtiyacınız olan şeyleri yazın. Doğru dürüst anlaşılır bir üslupla kaleme alın. Birbirimize lüzumsuz yere mesai harcatmayalım, vakit israfına yol açmamaya çaba gösterelim. İşimiz-gücümüz sadece bunlarla uğraşmaktan ibaret değil.

Go to top