Halk arasında dolaşan, “Eşlerin birbirine her yerleri mubahtır, haram değildir” sözü, küllî mânâda doğru değildir. Binaenaleyh kadına anüsten yaklaşmak (ters ilişki) Ehl-i Sünnet’e göre kesinlikle caiz değildir, helâl olmaz. Ve yine bunun gibi, ağız da cinsî yakınlık için değil, başka maksatlarla var edilmiştir. Dolayısiyle “oral yolla” cinsî tatmin de Hanefî mezhebinde caiz değildir, kerih görülmüştür. ["Ve kıyle lâ-be'se bihî ve kıyle lâ-yecûzü." Bkz. Fetâvâ-yı Hindiyye, Kerâhiyye bahsi] Kulun yaratılış gayesine, fıtrata ters düşer; fıtratları bozulmamış, dürüst karakter sahibi olan insanlar, bundan nefret eder, fevkalade rahatsızlık duyarlar. Meselenin fıkhî açıdan detayı için bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/953-zina-cezasi-recm.html 

Takvâ bakımından nihai hüküm için de bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/964-avret-mahalline-bakmak.html

İslâm, kişinin bütün hayatını içine alan ve her meseleyi değerlendiren bir dindir. Bu sebeple insan hayatında önemli bir yer tutan cinsî münasebet ve eğitimini de ihmâl etmemiştir. Belirli ölçüler içerisinde helâl dairesinde keyfe kâfi gelecek şekilde düzenlemiştir.

Her problemlerini Rasûlullah Efendimize  (s.a.v.) sorup öğrenen sahabeler ve onların hanımları, cinsî yakınlıkla ilgili meselelerini de bizzat sorarak öğrenmişlerdir.

Nitekim, sahabeden birisi hanımına üreme organından olmak şartıyla arka tarafından yaklaşmak istemiş, ancak hanımı buna karşı çıkmış ve doğacak çocuğun şaşı olacağı tarzındaki Yahudi anlayışını da bahane göstererek itiraz etmişti.

Bu durum Rasûl-i Ekrem Efendimize (s.a.v.) haber verildiğinde, “Hanımlara, üreme organından olmak şartıyla, istenildiği şekilde yaklaşılabileceğini” [Bakara suresi, 223] beyan eden ayet geldi.

Bu ayet-i celileyi açıklayan Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) de, “Üreme organından olmak şartıyla arkadan, yandan, üstten, alttan, istenildiği ve hoşlanıldığı şekilde cinsî yakınlığa girilebileceğini” ifade etmiştir. [Bkz. Elmalı’lı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili ve İbn Kesîr Tefsirleri’nin Bakara suresi, 233. ayet tefsiri]

İslam’ın yasakladığı / haram kıldığı cinsî münasebet halleri nelerdir

1. Âdet ve lohusa halinde iken cinsî temas haramdır.

2. Eşinin dışkı yerinden yani anüsünden yaklaşmak da haramdır, büyük günahlardandır. Nitekim Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Hanımına dışkı yerinden yaklaşan kimse lânete uğramıştır.” buyurur.  Başka bir hadîslerinde de, “Erkeğe veya kadına arka yoldan yaklaşan kimseye, Allah Teala rahmet nazarıyla bakmaz” buyururlar.  [Bkz. Ebû Dâvûd, Sünen, Nikâh, 45; İmam Ahmed, Müsned, I, 86, II, 444; Tirmizî, Sünen, Taharet, 102; el-Hatîb-i Tebrizî, el-Mişkâtü'l-Mesâbih, II, 184]

Dinimizin, bunların dışındaki cinsî yakınlığa, üreme organından olmak şartıyla her türlü şekline müsaade ettiğini ve haram kılmadığını anlıyoruz. Eşlerin birbirini öpme, okşama ve birbirlerini cinsî münasebete hazırlamak için vücutlarının değişik yerlerine yaptıkları her türlü dokunuş ve hareketin haram olmadığını söyleyebiliriz.

Ancak bazı hususlarda kesin bir yasağın olmaması, haram denilmemesi, kerahet hükümlerinin ve âdaba dair bazı tavsiyelerin de olmadığı manasına gelmez. Nitekim cinsî yakınlık esnasında dikkat edilmesi tavsiye edilen, âdaba uygun olduğu belirtilen hususlardan öne çıkan üç madde şöyledir:

1- Karı-kocanın cinsî münasebet esnasında üstlerine bir örtü almaları, açıkta bulumamaları... [Alaaddin Ali el-Muttakî, Kenzü’l-Ummâl, 6, 415]

2- Eşlerin birbirlerinin tenasül uzuvlarına bakmamaları... [İbn Mace, Sünen, Nikâh, 28]

3- Cinsî yakınlık anında az konuşmaları tavsiye edilmiştir. [el-Münâvî, Feyzu’l- Kadir, 1/327]

Bu âdap ve tavsiyelere uymak, elbette ki güzeldir. Ve üreme organından olmak şartıyla her türlü sevişme-münasebet caizdir.

Go to top