S.A. hocam. Evlilikte yaş sınırı var mıdır, erken evlenmeyi fayda ve zararlar bakımından nasıl değerlendirebiliriz? Ahmet Şükrü Kağan - Hakkari 

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

İslâm hukukunda gerekli evlilik yaşı ile alakalı belirlenen bir sınır yoktur. Evlenen kızın nikâh için büluğ çağına ermesi şart değildir; ancak cima’ için büluğ çağına ermesi gerekir. Fıkıh açısından nazarî / teorik olarak bebek de, yüzellilik ihtiyar da evlenebilir.

Acele edilmesi gereken üç şey

Evet, yapılmasında acele edilmesi gereken üç şeyden biri de, evlilik çağına gelmiş kızları-kadınları, kendilerine denk olabilecek bir talipleri çıktığında bekletmeden evlendirmektir. Bu sünnettir.

Nitekim Hz. Ali (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) Bana şu tenbihte bulundu: “Ey Ali, üç şey vardır ki, sakın onları geciktirme:

- Veakti girince namaz, (hemen kıl!)

- Hazır olunca cenaze, (hemen defnet!)  

- Kendisine denk birini bulduğun bekâr kadın, (hemen evlendir!) [Tirmizî, Sünen, Salât, 127, Hadis no: 171]

Fakat evlilik hayatında problem olabilecek derecedeki yaş farklılıkları da kefâet (denklik) açısından dikkate alınıp değerlendirilebilir. Bununla birlikte denkliğin bulunmaması nikâhın sıhhatine mâni değildir. Kız da velileri de istiyorlarsa, talipler evlenebilir.

Evlilikte kefâet nedir?

Kefâet yani evlilikte denklik şartı olmakla beraber, bu şartın muhtevası sabit değildir, neler olabileceği değişkendir. Bu sebepledir ki ulemâ, ilgili tavsiyeler denklik üzerinde durmuş, fakat denkliğin muhteviyatı / neler olması gerektiği hususunda kesin, değişmez, detaylı açıklamalar getirmemiştir. Denklik örf ve âdete, tarafların bilgi ve kültür seviyelerine, gördükleri eğitime, benimsedikleri değerler sistemine göre değişik tablolar oluşturmaktadır. Objektif ve bağlayıcı denklik şartları, akdin kuruluş ve sıhhat şartları arasına girmiştir. Müslüman kadına, müslüman olmayan erkek -serveti, makâmı, soyu, boyu ne olursa olsun- denk olamaz, bunların evlenmeleri caiz değildir. Gene umûmî bir tavsiye olarak Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) eş seçiminde soy, güzellik ve zenginlikten önce dindarlık ve ahlâkın aranmasını istemiştir. Din, dîni yaşama ve ahlâk bakımlarından denklik sağlandıktan sonra detaylar, yorumlar, zevkler, beklentiler, kültür seviyesi, sosyal itibar gibi denklik faktörleri aranmalıdır. Bu vasıflarda ve kademelerde denkliğin, sağlıklı ve sürekli bir evlilik birliğinin kurulmasında ihmâl edilemez tesirleri ve katkıları vardır.

***

Evliliğin umumi manada faydaları

Evliliğin ferdî ve içtimai faydalarını kısaca şöyle sayabiliriz:

1)  Huzur bulmak… Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “…Sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur” [Rum suresi, 21] buyrulmuştur.

2) İnsan neslini sürdürmek

3) Çoğalmak… "Evlenin, çoğalın. Çünkü ben kıyamet günü sizinle diğer ümmetlere övüneceğim." [el-Hindî, Kenzü’l-Ummâl, 16, 276]

4) Kendini haramdan korumak[Bu husustaki hadisler için bkz. Tirmizî, Sünen, Nikâh, 1; Nesâî, Sünen, Syâm 43; Buhârî, Sahih, Savm 1, Nikâh, 2, 3]

Binaenaleyh bunlardan birinin gerektiği, ya da ihtiyaç duyulduğu yaş, evlilik için tavsiye edilecek yaştır.

Erginlikle Allah'ın insanda bir takım fizyolojik, psikolojik değişiklikler husule getirmesi, artık bu işe başlanılabileceğinin işareti olmalıdır. Yukarıda zikredilen üç fayda, ya da sebebe, içinde yaşamları toplumun karakterinin (Islâm toplumu, cahiliyyet toplumu gibi) ve çevre şartlarının da etki edeceğini de düşünerek, bu yaşı herkesin kendisinin tesbit etmesi gerekir. Ergin olduktan sonra, olabildiğince erken evlenme, dînen de tıbben de tavsiye edilmiştir. [Mustafa Sibâî, el-Mer'a Beyne'l-Fıkh ve'l-Kânun, 59 vd.]

***

Erken evlilik

Sorunuzun diğer kısmına cevap için, öncelikle erken evlilik ne demektir, sınırları nelerdir, gibi soruları dikkate alarak meseleyi incelemek, kanaatimizce daha isabetli olacaktır.

Günümüz şartlarında en erken evliliğin erginlik çağı (büluğ dönemi) sayılan ve resmi kanunlarda da kabul edilen 18 yaşında olması en uygunudur. Bunu böylece tesbit ettikten sonra, meseleyle alakalı olarak şunları söyleyebiliriz:

a- Erken evlilik, her şeyden önce gençlerin namuslarını-iffetlerini-ahlâklarını koruyan bir husustur. Hele hele bu fitne asrında bu mesele çok daha büyük ehemmiyet  arz etmektedir.

b- Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) bu tedbire işaret etmek üzere, “Allah bir kimseye saliha / iyi ve uygun bir kadın nasip etmişse, dinin yarısını himaye altına alması hususunda ona yardım etmiştir. Artık o da  dininin geriye kalan yarısı hakkında Allah’tan korksun.” [İmam Hâkim, el-Müstedrek, 2, 175]

c- Fahr-i Kâinat Efendimizin (s.a.v.), “Ey gençler topluluğu! İmkân bulduğunuz anda evlenin. Bu imkânı elde edinceye kadar da oruç tutunuz. Çünkü bu da (insanı tahrik eden, aklî olmayıp daha çok duygu kaynaklı) şehevî hislerinizi törpülemeye müteveccih (yönelik) fayda sağlar” manasına gelen çağrısı, erken evlilik için mühim bir ölçüdür. [Bkz. Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, Hadis  no: 7303, 7395]

d- Bu günkü şartlarda okuyan çocukların, tahsillerini bitirip bir iş sahibi olmaları gibi zamanın gerçeklerini de göz önünde bulundurmak gerekir. Ama yine de ilk fırsatta evliliği gerçekleştirmek, hem iffeti korumak, hem erken yaşta çocuk sahibi olup fazla yaşlanmadan bunların eğitimini tamamlamak, yardımını kazanmak, farklı çevrelerle bu sıhriyet / hısım akrabalığından gelen yeni dostlar edinmek gibi birçok yönden faydalı olduğunda şüphe yoktur.

Bülûğa ermekle (erginliğe ulaşmakla) Allah Teala'nın insanda bir takım bedenî-rûhî / fizyolojik, psikolojik değişiklikler yaratması, artık bu işe başlanılabileceğinin işareti olmalıdır. Kişinin özel durumlarını, psikolojik ve biyolojik isteklerini; içinde yaşadığı cemiyetin / toplumun karakterini ve çevre şartlarını da dikkate alarak evlenme yaşını herkesin kendinin tesbit etmesi daha uygundur. Ancak ergin olduktan sonra, sayılan durumları da gözeterek evlenmeyi mümkün olduğunca erkene almak, dinen de tıbben de tavsiye edilmiştir. [Bkz. Mustafa es-Sibâî, el-Mer'a, s. 59 vd.]

***

Erken evlenmenin bilinmeyen faydası

Yapılan bir araştırma, erken evlenen erkeklerin daha kibar olduğunu ortaya koydu.

Michigan State Üniversitesi'nden S. Alexandra Burt'ın yürüttüğü araştırmada, 289 ikiz erkeğin 17 yaşından 29 yaşına kadar takip edildiği, bunların yarısından çoğunun tek yumurta ikizleri olduğu bildirildi.

Araştırmada, evlenenlerin daha çok kibar erkekler olduğu ve evlendiklerinde erkeklerin daha nazik olma temâyülü / eğilimi gösterdikleri müşahede edildi / gözlendi.

Hoşa gitmeyen özellikleri daha az olan erkeklerin, eninde sonunda evlenme ihtimâllerinin daha yüksek olduğu görülen araştırmada, evli erkekler arasında, suç işleme, yalan söyleme, saldırganlık gibi antisosyal kişilik bozukluklarıyla aynîleştirilen  / özleştirilen kötü davranışlar gösterenlerde, başları bağlandıktan sonra bu davranışlarının azaldığı ortaya çıktı.

Burt, erkeklerin, evlendiklerinde daha az antisosyal olduklarına dikkati çekti. Evlenen erkeklerin yaklaşık yüzde 60'ının 17 ila 20 yaşlarında daha az antisosyal davranışlar gösterdikleri, 29 yaşına kadar evlenmeyenlerde bu nevi davranışların görülme oranının ortalama olarak yüzde 1.3, bu yaşa kadar evlenenlerde ise bu oranın yüzde 0.8 olduğu belirtildi.

Sonuçları 'Archives of General Psychiatry' dergisinde yayımlanan araştırmada ayrıca, tek yumurta ikizlerinden evli olanların olmayanlara göre daha az antisosyal davranışlara sahip oldukları görüldü. [Takvim gazetesi, Yaşam, 17 Ekim 2011 Pazartesi]

Go to top