Gün yapmanın hükmü nedir?Tl,döviz veya altınla hükümleri nedir? samet

 

*******

Gram ya da miktarı/sayısı belli olmak şartıyla, kura ile altın günü yapmakta bir mahzur olmaz, caizdir. Bunu yasaklayan sarih bir delil yoktur. Bu bir nevi borç verme ya da yardımlaşma ve dayanışma örneğidir. Borç verme, yardımlaşma ve dayanışma ise malumunuz, dinimizce teşvik edilen bir haslettir, yasaklar arasında değil. Binaenaleyh bazılarının dediği gibi bu uygulama ribe'n-nesîe (veresiye fâizi şumûlüne) de girmez. Çünkü bu bir alış-veriş değil, ödünç vermedir. Ödünç vermelerde alınıp verilenin eşit olması yeterlidir, peşin olması gerekmez. Alış-verişlerde ise aynı cins malların alım-satımı, hem eşit hem de peşin olmalıdır. Detaylı bilgi için bkz. 

http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/4295-ribe-l-fadl-fazlalik-faizi-ve-ribe-n-nesie-veresiye-faizi-nedir.html

Ancak cevabımızın başında da belirttiğimiz gibi, diğer kişilerden alınan altına karşılık, kişinin, geri verdiği altının aynı gramajda veya sayıda olması gerekir. Zira borç vermede önemli olan, borç karşılığında herhangi bir fazlalığın şart koşulmaması, borç veren ya da alanın zarara uğratılmamasıdır.

Sonuçta bu bir borç verme işlemidir. Lakin, katılımcılardan bir kısmına sıra gelmesi için beklenmesi gereken süre zarfında parada meydana gelebilecek değer kaybından doğabilecek zararı önlemek bakımından, borçlanmanın altın gibi sabit değer (ya da bir başka ifadeyle az değişken bir değer üzerinden) olması daha uygun olur.

Çünkü paranın değerinin artması halinde sırası önce gelenler; eksilmesi halinde sırası sonra gelenler zarara uğramış olacaktır. Değer kaybı durumunda borçların misliyle değil kıymetiyle (borçlanıldığı gündeki alım gücüyle) ödenmesi esastır. Hanefîlerde İmâmeyn’in (İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed rahımehumallah) içtihadı bu yöndedir ve müftâ bih olan kavil budur. (Lûgatte "kendisiyle fetvâ verilen" manasına gelen “müftâ bih” terkibi, dinî bir mefhum olarak, bir mezhebin imamları arasındaki farklı görüşlerden, daha sonraki âlimlerce delil bakımından tercih edilmiş olanı demektir… Veya bu görüşlerden belirli bir zaman için geçerli ve fetvâ vermeye daha uygun olduğu kabul edilen görüş anlamına gelir.)

Bir de bu gibi toplantılarda dinimize aykırı bir takım uygulamaların bulunmaması icap eder. Mesela;

- İkramlarda haram olan yiyecek ve içeceklerin bulunmaması,

- Yasak olan oyun ve eğlencelere yer verilmemesi,

- İsraftan kaçınılıp iktisada riâyet edilmesi,

- Toplantının meşru sınırlar çerçevesinde gerçekleşmesi gerekir.

Bu takdirde kadınların kendi aralarında, erkeklerin de kendi aralarında ‘altın günleri’ tertiplemelerinde herhangi bir sakınca söz konusu olmaz.

Go to top