selmunaleykum muhterm hocam...şöyle bi rhadisi şerif duymuştum size teyid ettiemek istedim;

"Bir genç Peygamber Efendimiz (sav) e gelir ve şöyle bir dilekte bulunur. Ya Rasulallah bana dua etseniz de şu kişi ile evlensem.. bunun üerine Efendimiz; bütün melekler biraraya gelse içlerinde Cebrail aleyhisselam da olsa ve dua etseler, bütün peygamberler de bir araya gelse aralarında ben de olsam ve hep birlikte dua etsek yine de Canab ı hakkın sana naip ettiği kişiyi değiştiremeyiz."

Böyle bir hadis-i şerif hangi hadis kitabımıda geçmektedir.. kısa bir sorum daha olacak hocam fatiha çekildikten sonra salavat okunuyor ilk önce, böyle birşey var mı varsa evvelinde mi yoksa ahirinde mi salavat okunur. Allah razı olsun hocam. Allah'a emanet olun 

*******

Ve aleyküm selam.

1- Evet, naklettiğiniz mealda bir hadis-i şerif vardır, mesele kader’le ilgilidir. Bu hadis-i şerifi İbn Asâkir (rh.) rivayet etmiştir. [Kaynak olarak bkz. el-Münâvî (v. 1031/1622) Feyzu’l-Kadîr, 5, 407; Ali el-Müttakî el-Hindî (v. 975/1567), Kenzü’l-Ummâl, Hadis no: 501, 1581] Mezkür kaynaklarda geçen bu hadisin, manasının da sahih olduğunda şüphe yoktur.

Bu husus sadece evlilik için değil, her şey için geçerlidir. Nitekim, bir başka hadis-i şeriflerinde Rasûl-i zîşân Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: 

“Allah (c.c.) mahlâkâtı yaratmadan elli bin sene önce onların kaderini yazdı. Arş’ı o zaman su üzerindeydi.” [Müslim, Sahih, Kader, 16]

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu husus bir kader meselesidir. Kader ise, Allah Teâla’nın ilminin bir nev’idir. Yani Cenab-ı Mevlâ ezelî ilmiyle geçmişte, şimdiki halde ve gelecekte vuku bulacak bütün hadiseleri bilir. Başka bir ifadeyle; olmuş, olmakta olan ve olacak olan her şeyi bilmektedir, esasen aksi de düşünülemez. Onun ilmi dışında hiçbir şey cereyan etmez. Keza hiçbir şey Hz. Allah’ın ilmine muhalif olacak tarzda (hâşâ onu yanlış saydıracak bir şekilde) meydana gelmez, gelemez. Çünkü böyle bir durum, Mevlâ-yi zû’l-Celâl’in -hâşâ- cahil olması manasına gelir ki, böyle bir düşünce insanı küfre götürür. Ayrıca, kâinat çapında her an yansımaları görülen sonsuz İlâhi ilm'in tezahürleri de zaten bu fikri tekzip eder.

Ancak, illim sıfatının zorlayıcı bir unsur olmadığı, yani ilmin mâlum’a tâbi olduğu hakikati de unutulmamlıdır. Bu mevzuda detaylı bilgi için bkz. http://halisece.com/islami-yazilar-ve-makeleler/318-imanin-altinci-sarti-kadere-inanmak.html

Şu var ki; insan, kaderinin ne ve nasıl olduğunu bilemediği için, kendi ilmini-aklını-fikrini-mantığını-tecrübelerini kullanarak arzularını gerçekleştirmeye çalışmak zorundadır.

2- Son sorunuzun cevabı için lütfen bkz.http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/513-fatiha-cekildikten-sonra-ilk-ne-okunur.html 

Go to top