Sevgili Halis hocam, Allah-u Teala yar ve yardımcınız olsun. Cümlemizin kalbini İslam'da sabit kılsın. Efendim malumunuz Kur'an-ı Kerim'de birçok kıssa geçmekte ve bu kıssalarda birçok diyalog(iki kişi arasında, Peygamberler ve kavimleri arasında vb.) da yer almaktadır. Hocam bu diyaloglarda geçen konuşmalar lafzen olduğu gibi aynen mi aktarılmıştır yoksa Allah-u Teala aynı manaya delalet eden ancak kendine has bir lafız ile mi yollamıştır. Çevremdeki bazı kimseler çıkıp bu sözlerin olduğu gibi kulların sözleri olduğu ve dolayısı ile bu kısımlarının Allah kelamı olmadığını söylemekteler. Böyle kimselere karşı nasıl izahta bulunmalıyız/düşünmeliyiz? Cevabınız ve çabanız için şimdiden teşekkür ederim. Selam ve dua ile... Ahmet

 

*******

Selamün aleyküm. Samimi dualarınıza hudutsuz “amin”ler…

Bilindiği gibi topyekün insanlık tek bir anadan ve tek bir babadan meydana gelmiştir.

Nitekim Kur’an-ı Kerim’de buyruluyor ki: “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınız (takvâ sahibi olanınız)dır. Muhakkak ki Allah her şeyi hakkıyla ve tamamiyle bilendir, herşeyden haberdâr olandır.” [Hucurât suresi, 13]

Irklar ve renkler farklı olduğu gibi, lisanlar-şîveler de muhtelif oldu. Mesela İsa aleyhisselâmın lisanı Âramca idi ve İncil Ârâmî diliyle geldi. Davud aleyhisselâmın dili Süryânî idi, Zebûr da Süryânîce olarak indi. Musa aleyhisselâmın lisanı, İbrahim aleyhisselâm gibi İbrânî idi ve Tevrat da İbrânîce geldi. Son İlahî kitabımız Kur’an-ı Kerim de yine Rasûlullah Efendimiz’in (s.a.v.) lisanı üzere Arapça olarak inzâl olunmuştur.

Bu tabloda açıkça görüldüğü üzere; o hadiselerla alakalı muhâvereler-diyaloglar da, bittabii o kitabın indirildiği lisan üzere olmuştur, bu insanlar arasında… Mevlâmız bunları, Kur’an-ı Kerim’de en fasih-en beliğ bir üslûbla Arap lisanı üzere nakletmiştir. Binaenaleyh Kur’an-ı Kerim’in istisnasız her bir kelimesi, her şeyi Kelâm-ı Lafzî’dir, Allah kelâmıdır. Bunda en küçük bir şek-şüphe ve tereddüt olamaz. 

Go to top