Selamun aleyküm Halis hocam. Nasılsınız?  Iyisinizdir inşallah. Size bir sorum olacak.  Mezarlıkta kendiliğinden yetisen meyveler yenilebilir mi? Allah razi olsun. 

*******

Ve aleyküm selam kardeşim; Hamdolsun, sağlığınız… Rabbim sizlerden de râzı olsun.

Sorunuzun cevabına gelince…

Mezarlıkta yetişen ağaçların meyvelerinden yemekte kerahet vardır, hoş karşılanmamıştır. Bundan kaçınmak, çoluk çocuğumuza, çevremize de hatırlatmak lazım. Tabiri caizse, bunlar kurdun-kuşun, yani insanların dışındaki canlıların hakkıdır diyebiliriz. Onların yedikleri de sadaka olur. Hadis-i şerifte, “…Kuşların yediği de onu diken Müslümanlara ait bir sadakadır." [Bkz. Buhari, Tecrid-i Sarih, 7, 122; Müslim, Sahih, Musakat, 2, Hadis no: 7] buyrulmuştur. Ve yine böylece mezarlıkları çiğnemememiş, çiçekleri-fideleri-fidanları da kırmamış oluruz ki, bunları yapmak-işlemek de mekruhtur.

Sık olan kabristanda mezarları çiğnemeden / kerahet işlemeden ziyaret usûlü ise şöyledir:

Kişi, 1 Fatiha 11 İhlâs-ı şerif okuyup ruhlarına bağışlar ve istediği yerden geçer. Bunları okuyup kabir üzerine basmakta bir zarar (kerahet) yoktur. Zira kabir ehli bu kimseyi nûr olarak görürler de, kendi üzerlerine gelmesini arzu ederler.

Kâfirlerin-müşriklerin mezarlığını çiğnemek, yerlerine bina yapmak caizdir. (Tabii meselenin milletlerarası andlaşmalar ve diplomatik yönü ayrı bir bahis. ) Nitekim Cenab-ı Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin Ravza-i Mutahherelerinin bulunduğu yer, müşrik mezarlığı idi.

Kabristanda yemek de yenilmez. [Notlar, Ahbab hocaefendi merhum, s. 27, md.: 10]

Ve keza kabristanın ağaçlarını kesmek, mezarların-mezarlığın yeşilliklerini yolmak da caiz değildir. Bilakis yüce dinimiz İslâm, kabirlerin yeşillendirilmesini, hayatta bulunan insanların ölülere karşı bir vefa borcu olduğunu hatırlatmıştır. Çünkü mezarlıklardaki yaş bitkiler de, diğerleri gibi kendilerine hâs bir şekilde / lisân-ı halleriyle Allah’ı zikretmektedirler. Bu zikir sebebiyle orada yatan mü’minlere, Allah Teala’nın rahmet edip azaplarını hafifletmesi ümit edilir. Nitekim Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), bir kabristanda bulunan iki kabir sahibinin azap içinde olduğunu görmüş, yanında bulunanlardan taze bir hurma dalı isteyerek, ikiye bölmüş ve her birini bir kabrin başına dikmiştir.

- ‘Yâ Rasûlallah, niçin böyle yaptınız?’ diye sorulunca,

- ‘Umulur ki bunlar yaş kaldıkları sürece (burada yatanların azapları) hafifler[Buhari, Sahih, Vudu, 55] buyurmuştur.

Mezarlıktaki kuru ot ve ağaçlar kesilmez veya toplanmazsa telef olacaklardır. O bakımdan onları toplayıp satarak mezarlığın düzen ve tertibinde harcamak caizdir. Mesela kabristanın çevresine duvar yaptırmak gibi… Bu maksatla mezarlıktaki kurumuş ot ve ağaçlar toplanıp kesilebilir. Her ne kadar bazı eserlerde ‘kurumuş ağaç ve otları kesip onlardan yararlanmakta bir bir mahzur görülmemiştir; mezarlıktaki meyvelerin yenmesinde de bir sakınca yoktur, yenebilir’ gibi ifadeler yer almışsa da, Allah dostları bunları hoş karşılamamıştır. Binaenaleyh sakınıp uzak durmakta fayda vardır.

Bu noktada sadece, biraz önce belirttiğimiz üzere, ya mezarlık için gelirinden faydalanmak ya da bakıma yönelik olarak kurumuş otları-ağaçları yolup kesmek, temizlemek caiz görülmüştür. Ayrıca bir kabrin kazılacağı yere ağaç rast gelirse, onu kesmek de caizdir. Lakin umumi manada ağaç kesimine gitmek, kabristanı yeşilliklerden arındırmak / temizlemek ise, kesinlikle caiz değildir. [Bkz. Şeyh Nizameddin ve Hey’et, el-Fetâva’l-Hindiyye fî Mezhebi'l-İmami'l-A'zam Ebî Hanîfe ve bi-Hâmişihî Fetâvâ-yi Kaadıyhân ve'l-Fetâva’l-Bezzâziyye, 1, 177] O bakımdan, mümkünse o ağaç bir başka yere nakledilip korunmalı/yaşatılmalıdır. 

Son olarak şunu da hatırlatmış olalım: Bir mezarlıktaki meyveler, mezarlık yapılmadan önce dikilmişse, dikene aittir. Tasarruf hakkı fıkhen-huhuken onundur. Sonra dikilmiş ise, diken kişinin buna ihtiyacı yoksa, meyveyi sadaka olarak bırakır, verir. Gerek mahlûkata, gerekse yoksul insanlara… Sahipsiz ise örf ve âdete göre kullanılır. Ancak unutmamak gerekir ki bu hükümler, zahirî fıkha göredir, işin bâtınî-ahlâkî ciheti yukarıda anlatıldığı gibidir. 

Go to top