Bir kişi arsa alacak oluyor bi kişide satıcı..Bi kişide aracı..aracı olan satıcı olan kişiye ben bu arsanı satarım lakin 2000 tlni alırım diyor..satıcı kişide 1 al 1.5 al diyor ve 2 bin liraya pek gönlü olmuyor..aracı diyorki 2000 tlni alırım aşağı almam..satıcı gönüllü gönülsüz tamam diyor..arsa satılıyor..şimdi aracı kişinin bu parayı alması helal midir?..burada gönülsüz bu paranın verilmesi ve karşı tarafında bunun alması caiz midir? Fazıl Karataş - Facebook

*******

Ve aleyküm selam.

Sevgili kardeşim, ne demek gönüllü gönülsüz? Ticarette olmaz öyle şey. Gönlü yoksa kabul etmeyecekti, daha doğrusu etmemesi gerekirdi. Daha nasıl diyecekti ki komisyoncu? Adam açıkça söylemiş: ‘2 bin liranı alırım’ demiş. Satıcı da kabul etmiş ki, öbürü de arsayı satmış. Sözleşmeye göre komisyoncu konuştukları meblağı almayı istihkak etmiş. Tabii ki konuşulan meblağı alması caizdir. Ama dilerse şayet 2 yerine 1,5 veya 1 alır, hatta dilerse hiç almaz, hakkının tamamını hibe edebilir. O onun bileceği bir iş.

Söz, sözleşme-andlaşma-muâhede; bütün bunlar gerek sözlü olsun gerekse yazılı olsun, bir Müslüman için şartlarına uyulması gereken umdelerdir-esaslardır.

Binaenaleyh bu ve benzeri hususlarda yapılması gereken şey; mevcut sözleşmeye-konuşmaya uymak olmalıdır. Rabbimiz (c.c.) buyuruyor ki:

Ey iman edenler! Sözleşmeleri(nizin icabını-gereğini) yerine getirin…” [Mâide suresi, 1]

Unutmamak lâzım; anlaşmanın-sözleşmenin gönüllüsü-gönülsüzü, hatta resmisi gayriresmisi de olmaz. Müslüman için sözleşme sözleşmedir. Hatta muhatabın kimliği de önemli değildir. Müşrik, münafık, kâfir veya kitabî (gayrimüslim) birileri de olabilir. Hiç fark etmez. Mü’min mutlaka ahdine / sözüne / sözleşmesine riayet etmeli, uymalıdır. Müslümanın sözü senettir. Müslüman sözünden / ahdinden / vadinden asla caymaz. Kafasına, arzusuna göre hareket edemez; öyle bir durum hakkaniyetten uzak olur.

Hudeybiye Musâlahası’nı (Hicrî: 6, M.: 628) düşünün; andlaşma şartlarından Müslümanlar çok mu memnundu? Hatta memnuniyet bir tarafa, gönülleri kan ağlayarak râzı oldular! Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) ashabını (r.anhum) teskin etmek için hayli açıklama ve nasihatlerde bulundu. Ama buna rağmen andlaşmanın şartlarına harfiyyen uydular, muahedeyi bozan taraf Müslümanlar olmadı. 

Go to top