Selamun aleykum, hocam, hayvanlara da insanlar gibi ölüm cezası verilebilir mi? Süleyman aleyhisselamın hüdhüd kuşuna ceza vermek istemesinin sebebi neydi? Buna dayanarak biz de cezalandırabilir miyiz? Gökhan Göksoy - ABD

*******

Ve aleyküm selam.

Kıymetli kardeşim;

İslam hukukunda hayvanlara verilecek herhangi bir ceza söz konusu değildir. Zararı olmayan hiçbir hayvan öldürülemez. Süleyman aleyhisselâm ve Hüdhüd kuşu ile ilgili hatırlattığınız mesele hakkıdaki ayet şöyledir (mealen):

“(Süleyman) Kuşları gözden geçirdikten / denetledikten sonra şöyle dedi: ‘Hüdhüd’ü niçin göremiyorum? Yoksa kayıplara mı karıştı? Ya bana (mâzeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek, ya da onu şiddetli bir azaba uğratacağım yahut boğazlıyacağım![Neml suresi, 20-21]

Hz. Süleyman’ın bu husustaki mevkii / konumu farklıdır. Cinler gibi kuşlar da onun emrinde çalışan birer asker gibidir. Hüdhüd kuşu su kaynaklarını bulmakla vazifeli idi. Onun kaybolması ordunun susuz kalmasına sebep olmuştu. Bu yüzden Hz. Süleyman onun hakkında, ya mâkul bir mâzeretini beyan edecek ya da onu cezalandıracağım, demişti.

Bu sözde, bu hadisede şuna da işaret vardır ki; bu orduyu meydana getiren erlerden, kuvvetlerden herhangi birinin kesin bir özre dayanmaksızın ve kumandanından müsaade almaksızın orduyu terk etmesi, büyük bir isyan demektir, ordunun kuvvetini azaltmak mahiyetindedir. Binaenaleyh böyle bir hareket, büyük bir cezayı gerektirir. Süleyman aleyhisselâm, Hüdhüd’ün bir mâzeretinden dolayı ayrılmış olduğunu da dikkate alarak, özrüne dair kanaat verecek bir delil getirir, o zaman cezadan kurtulur, demiştir. Çünkü özür, Allah Teala nezdinde ve musamahakâr olan insanların yanında geçerlidir.

Aşağıda meallerini vereceğimiz ayetlerde, Hz. Dâvud ve oğlu Hz. Süleyman’a özel bir lûtuf olarak kuş, karınca dili öğretilmiş, insan ve cinlerin yanında kuşların da özellikle Hz. Süleyman’ın birer memuru olarak emrine verildiği ifade edilmektedir. [Bkz. Zemahşerî, Taberî, Râzî, İbn Kesîr, Neml, 20-21. ayetlerin tefsiri]

Bu da kuşların normal bir hayvan değil, Hz. Süleyman ile özel bir münasebet-irtibat halinde olduğu için, bir memur olarak vazifesini yerine getirmemesi dolayısıyla hakkında ceza söz konusu edilmiştir.

Bu mevzudaki ayetlerden bazılarının mealleri şöyledir:

Biz, dağları onun (Dâvud’un) emrine / hizmetine vermiştik. Akşam-sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi. Kuşları da toplu olarak onun emrine vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.” [Saad suresi, 18-19]

Andolsun ki biz, Dâvud’a ve Süleyman’a bir ilim verdik. Onlar: ‘Bizi mü’min kullarının birçoğundan üstün kılan Allah’a hamd olsun’ dediler.

Süleyman Dâvud’a vâris olup dedi ki: ‘Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lûtuftur.’

Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları Süleyman’ın hizmetinde toplandı, hepsi bir arada (onun tarafından) düzenli olarak sevkediliyordu.

Nihayet karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: ‘Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!’ dedi.

O da, onun bu sözünden dolayı gülercesine tebessüm etti ve: ‘Ey Rabbim, beni nefsime hâkim kıl ki, bana ve anama-babama verdiğin nimetlere şükredeyim ve râzı (hoşnut) olacağın sâlih bir amel (iyi-hayırlı bir iş) yapayım ve beni rahmetinle iyi kulların arasına kat!’ dedi.[Neml suresi, 15-19]

 

Go to top