Hocam selamün aleyküm. Hocam bir yerde şöyle bir hadis okudum: “Kıyamette, Allah Teâlâ, meleklerine buyurur ki: Kulaklarını ve gözlerini mizmarlardan [çalgılardan] ve haramlardan koruyanları getirin. Melekler onları, misk ve amber tepeleri üzerinde toplarlar. Allah Teâlâ buyurur: Onlara tesbihimi ve temcidimi duyurun. O kimseler öyle güzel sesler duyarlar ki, benzerlerini hiç kimse duymamıştır. (Deylemi)”

Bu hadisle ilgili bilgi verebilir misiniz, tam olarak kaynağı nedir, burada sadece Deylemi denilip geçilmiş.

Soru: Ataullah tarafından yazıldı. Kategori: Soru – Cevap

*******

Ve aleyküm selam.

Değerli kardeşim;

Naklettiğiniz mealde bir hadis-i şerif vardır ve tercemesi şöyledir:

Nefsim yed-i kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki; Allah (c.c.), Cennet’teki bir ağaca vahy ederek; 

- ‘(Dünya hayatında) kendilerini zikrimle meşgul edip, çalgıları (keman gibi uyumlu sesler çıkarması için yapılmış araçları) ve  mizmarları (ağızla üflenen ney, düdük, kaval, flüt gibi aletleri) dinlemeyen kullarımı (sen güzel seslerle, zevk ve eğlence ile) meşgul et.' buyurur.

‘Bunun üzerine o ağaç onlara; tesbih ve taqdis (muhtevâlı/içerikli ilâhiler) ile öyle sesler dinletir ki, (o âna kadar) hiç bir mahlûq onları işitmemiştir.” [Deylemî, Sünen, 4, 373-374,  Hadis no: 7084; Ali el-Muttaqî, Kenzü’l-Ummâl, H. no: 39378]

Demek ki, hadis-i şerifte beyan buyrulduğu üzere, dünyada kendilerini haramlardan koruyan mü’minlere Cennet’te, tesbih ve taqdis ifade eden çok hoş, pek güzel, enfes ilahiler dinletilecektir. Bunu dünyadaki şeytanî-nefsanî, pespaye çalgı ve müziklerle karıştırmamak, asla mukayeseye kalkışmamak böyle bir yanlışa düşmemek lazım. Bir defa Cennet’te şeytan da yok, nefis de... Onların ve avanelerinin yeri değil orası… Bilakis tamamen rızâ-i ilahiye muvafık ve mutabık olanların yeri. Orada çirkinliklere yer yok. O tür kepazeliklere meftûn olanlar, onları arzulayanlar başka adrese gidecekler. Yani Cehennem’e… İsteseler de istemeseler de… Zira aradıkları orada mevcut, orada mütemekkin, Cennet’te değil. Ama çalgı, oyun ve eğlence yerine, çok acı ve acıklı bir azap ile karşılaşacakları da muhakkak!

Kısacası âmiyane tabirle, bir okka samandan kaç okka duman çıktığını da, dünyanın halısının-kiliminin kaç arşın olduğunu da görecekler elbette… Bunu da hafızalarının bir kenarına mutlaka yazsınlar. Olur ya, belki bir gün hatırlarlar…

Sadedinde olduğumuz mevzu ile alakalı başka bir hadis-i şerif de şöyledir:

İmran bin Husayn (r.a.) anlatıyor: Nebî sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz buyurdu ki:

“Bu ümmete yere batma, kılık değiştirme ve taşlanma âfetleri gelecektir.”

Ashaptan (r.anhum) birisi:

“Bu ne zaman olacak yâ Rasûlallah?” diye sordu.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

Şarkıcı kadınlar yaygınlaştığı, çalgı âletleri türediği ve şaraplar sıkça içildiği zaman.” buyurdu. [Tirmizî, Sünen, Fitne, 2309]

Bu v.b. hadis-i şeriflerden anlaşılmaktadır ki; kıyamete yakın insanlar, şarkıyı-türküyü, her türlü müziği bir metâ sayacaklar, ona önem ve büyük değer verecekler… Fitne-fesat ortamı olup olmamasına bakmaksızın, kadını allayıp pullayarak ortaya sürecekler… Çalıp söyleterek, açıp saçarak kadınlı-erkekli eğlence düzenlemeyi mubah görecekler… Ve nihayet, haramı helâl sayarcasına bu anlayışın yaygınlaşmasına zemin hazarlayacaklardır.

Günümüzdeki mevcut tablo ortada değil mi?!

Go to top