Halis ECE

30 Mart 1432 yılında, daha sonra “Fatih” ünvanını alan Sultan II. Murâd Han’ın oğlu şehzade Mehmed dünyaya geldi.

Bu doğumun hangi fetih ve inkişâflara vesîle olacağını elbette ki pek az kişi bilebilirdi.

Bu küçük şehzâde Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz tarafından müjdelenen İstanbul’un fethine muvaffak olarak yeni bir çağın kapısını açacaktı. Nitekim doğum yıldönümünden bir hafta sonra yani 6 Nisan 1453 yılında 21 yaşında iken İstanbul’u muhâsara etmiş, 29 Mayıs 1453 tarihinde fethetmiştir.

Henüz pek genç olarak ikinci defa tahta çıkan Hz. Fatih (k.s.), karşısında ittifak kuran yirmi düşman devletle i’lâ-yı kelimetullah için cihâd etti. Kısa denilebilecek saltanat döneminde 17 devleti fethederek düşmanlarını dize getirdi.

Fatih Sultan Mehmed Han, büyük bir kumandan, idareci, ilim ve devlet adamı idi... Âlim, fâdıl, san’atkâr ve mûcid bir hükümdârdı. O’nu, çağ açıp kapatan farklı bir hükümdar yapan; hâlisâne niyet, zâhiren ve bâtınen mükemmel yetişmişlik, dâhiyâne tefekkür ve kararlılık... gibi hasletleri uhdesinde toplamış olmasıdır.

O, Doğu ile Batı’yı hem coğrâfî, hem de kültürel bakımdan birleştiren bir hükümdardı.

İtalya’nın topuğu Pulya’yı alan Sultan Fatih’in, İstanbul’dan sonraki hedefi, şayet ömrü vefa etseydi, Roma idi. Nitekim Batı dünyası, mağlupların psikolojisi olan kin ve ezikliğe rağman, Hz. Fatih’e hayran olup, O’nu bir Roma İmparatoru farzetmek istemiştir.

Hiç şüphesiz, Fatih Sultan Mehmed Han hazretleri, Belde-i Tayyibe olan Kostantıniyye’ye İslâm’ın zâhirî ve bâtınî damgasını vurarak İstanbul’a tahvil etmiş; dünyanın siyasî, iktisâdî ve de rûhâni pâyitahtı haline getirmiştir.
***


N Ü K T E
İŞTE DEVLET REİSİ


Hilâfeti zamanında İslâm mülkünü bütün dünya mülklerinin en zengini hâline getiren Hazret-i Ömer (r.a.), hanımının şehâdetine göre, gömleğinde 14 ayrı yama taşıyordu.

Bir gün, bazı insanlarla sözleştiği buluşma yerine biraz geç kalmıştı. Sebebini soranlara, yüksek bir tevâzû ile şu cevabı verdi:

— Bir tek gömleğim var… Yıkadım da, kurusun diye bekliyordum!
***

HZ. ÖMER’DEN (R.A.) VECÎZ SÖZLER

• Kötülüğü bilmeyen adam, onun tuzağına kolay düşer.

• İnsan için iş çoktur; fakat, tutacağı işten yüz akıyla çıkmayı düşünmek lâzımdır.

• Başkasını ıslâh etmeye kalkışmadan önce, kendini ıslâh etmeye bak.

Go to top