Kişi, bir büyüğünün kabrine yorgan sermek üzere yemin etse bunu yapması gerekir mi? İsim mahfuz

*******

Bu yemini eden kimsenin o fiili işlemeyip / yapmayıp keffâret ödemesi icap eder.

Çünkü kabre yorgan serilmez. O malın bir hürmeti / değeri vardır. Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, malları zâyi‘ (yok) etmekten insanları yasaklamıştır. Bir malın boş yere mezarda kalması, değeri olan bir malı yok etmekten başka bir şey değildir. İşte bu esasa ve hikmete dayanarak kabirlerin süslenmesi, kabirlerde mum ve kandil yakılması da uygun görülmeyip israf sayılmaktadır. İsraf ise haramdır. Yorgan serilmesi de vaziyete göre bu tasnife girebilir. Nitekim cemaattan birinin bir eşyası kabre düşmüş olsa, ölüye dokunmaksızın kabrinin toprakları açılarak o eşya çıkarılır, kabirde bırakılmaz, bunda dahi bir sakınca yoktur. [Bkz. Bilmen, Ö.N., Büyük İslam İlmihali, s. 264, md. 619] Hâl böyle olunca, meselâ yeni, iyi, sağlam ve kullanmaya elverişli bir yorgan niçin kabre konulup orada zâyi‘ edilsin, çürüyüp yok olmaya bırakılsın!

Rasûlullah Efendimizin kabr-i şeriflerine konulan örtü

Medîne-i Münevvere arazisi, nemli ve çoraktı. Hayber veya Huneyn ganîmetinden kalma, eskimeye yüz tutmuş, pek de maddi bir değeri kalmamış saçaklı kırmızı bir örtü (yorgan) kabrin tabanına serildi. Ancak Peygamber Efendimizin (s.a.v.) kabrinden başka hiç kimsenin kabrine sergi serilmemiştir. Sadece ona mahsus bir uygulamadır.

Yapılan söz konusu yemine gelince

Yemine sadakat gösterme meselesini âlimlerimiz beş kısımda ele almışlardır. Bu yemin, o beş kısımdan ikincisinin yani “edilmesi haram, uyulmaması sevap olan yeminler” kısmına girer. Bir farzı terk etmek veya bir haramı (mesela bu soruda olduğu gibi bir israfı) işlemek için yemin etmek haram bir yemindir, bozulması farzdır. Dolayısıyla, meselâ anne-babası ile konuşmamaya yemin eden kişi, onlarla konuşacak, yani yeminini bozacak ama yemin keffâreti ödeyecektir. Ayrıca haram bir şeyi yapmaya yemin ettiği için tevbe ve istiğfar edecektir. Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.); “Bir şeye yemin edip de, başkasını daha hayırlı gören kişi yemininden dolayı keffâret ödesin, sonra da o hayırlı olan şeyi yapsın” buyurmuştur. [Nesâî, Sünen, Eymân, 41; Ebû Dâvud, Sünen, Eymân, 12]

Eğer bu fiil haram değil mekruh dairesinde kalırsa, -ki kabirde ölünün altına pamuklu veya hasır sermek mekruhtur- o takdirde söz konusu maddelerden beşincisi olan “mekruh yeminler” grubuna girer. Mekruh olan bir fiili işlemek veya mendubu terketmek için yemin etmek de mekruhtur. Böyle bir yeminin bozulup keffâret ödenmesi efdâldir. Yemine sadakat gösterip o fiili işlemek ise mekruhtur. [Bkz. Mehmed Zihnî Ef., Nimet-i İslâm, İstanbul, 1398, s. 855, 1 no’lu dipnot; Kâsânî, Bedâiu’s-Sanâî fî Tertîbi’ş-Şerâî, III, 17, 18; İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 167; Necati Yeniel-Hüseyin Kayapınar, Süneni Ebû Davud Terceme ve Şerhi, XII, 236] 

Mevzu ile ilgili detaylı bilgi için bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/1871-muvakkat-yemin.html

Go to top