Selamün aleyküm hocam;

1. Ahavat tarafından "istihare yapmak ömrü kısaltır" diye bir söz duydum, acaba doğru mudur ?

2. Zeytini çekirdeği ile yeme tavsiyesi sahih midir? (Muhtelif eserlerde malumat göremediğim ve çekirdeğin erimediğinede şahit olduğum  için soruyorum.)

Meşgul ettiğim için hakkınızı helâl edin.

Sitenizden ailece istifade ediyoruz. Allah razı olsun. Allah'a emanet olun.

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

1) stihare yapmak ömrü kısaltır" lafı, yanlış bir bilgi. Yani dedikodu ürünü bir söz. Eğer öyle olsaydı Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) niçin yapmamızı tavsiye ederler, istihare neden sünnet olurdu ki? Öyle değil mi?  Fakat ‘ölümü düşünenin, ölüme hazırlananın ömrü artar; tûl-i emel  sahibinin (uzun emel kuranın) ise ömrü kısalır sözü doğrudur. Tabii bunu da 'bereketlenir', 'bereketi kalkar' manasında anlamak daha münasip olur.

Çünkü malumunuz, rakam ve tarih olarak ömür ne uzar ne kısalır… Sayılıdır aldığımız-verdiğimiz nefes… Sıhhî açıdan yapılan yanlışlıklar, içki-sigara-uyuşturucu gibi illetler de dahil hiçbir şey ömrü rakam itibariyle kısaltmaz. Sadece mukadder ve muayyen olan ömrün sağlıksız ve bereketsiz yaşamasına sebep olur, yol açar.

Rakam olarak değil de mahiyeti-hakikati itibariyle ömrü uzatan esas şey, hadis-i şerifte bildirildiği üzere “sadaka”dır. “es-Sadakatü teruddü’l-belâ ve tezîdü’l-ömr, yani sadaka belayı def’eder, ömrü uzatır.” [Muhyiddin İbn Arabî, Fütühât-ı Mekkiyye, 604-605; Defterdar S.M. Paşa Devlet Adamlarına Öğütler, 124; Ayrıca benzer hadis için bkz. el-Müstedrek, H. no: 1492:Bazan belâ nâzil olup gelirken, karşısına sadaka çıkar, onu geri çevirir.'] Sadaka vermekte acele edin, çünkü belâ sadakayı geçemez.” [el-Münâvî, Feyzu’l-Kadir, 3, 195] ve “Sadaka ömrü uzatır, kötü ölümden korur, kibri ve tefâhuru (büyüklenmeyi-böbürlenmeyi) de giderir.” [Taberânî, Câmiu’s-Sağîr, 3, 1121] Bu mübarek Nebevî sözler, bize bu gerçeği haber vermektedir.

Dolayısıyla sadaka, bereketlendirme manasında hem ömrü uzatır ve hem de belâları def’eder, uzaklaştırır. Ayrıca gene bildiğiniz üzere Silsile-i Aliyye’nin 33’üncü ve son halkasını teşkil eden Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretlerinin beyanı ile, “râbıta’da geçen zaman da ömürden sayılmaz, çünkü râbıt dünyevi olmaktan ziyade uhrevîdir”. Dolayısiyle ne kadar fazla râbıta yaparsa insan, o kadar ömrü uzamış yani bereketlenmiş olur.

***

2) Zeytin çekirdeği yutmanın aleyhindeki yazı ve sözlere aldırmayın, kulak asmayın. Çekirdeğin erimemesi tamamen bir safsatadan ibarettir. Faydaları ise müsellemdir. Bkz. http://www.karaburunzeytinyagi.com/?Bid=1335965

Ayrıca şunu ilave edeyim: Bizzat Süleyman Efendi (k.s.) hazretlerinin rahle-i tedrisinde bulunup okumuş bir hocam anlatmıştı… Bir gün birlikte kahvaltı yaparlarken dikkatini çekmiş; Efendi hazretlerinin önünde hiç zeytin çekirdeği yok. Oysa sofrada zeytin var ve kendisi de yiyor, çekirdeklerini de çıkartıyormuş… Efendi hazretleri onun şaşkınlığını gidermek için latîfe yollu buyurmuşlar ki; “Hâfız benim yediğim zeytinlerin çekirdekleri yok”! Ardından da işin hakikatini anlatıp çekirdekleri yuttuğunu ve bunun faydalarını anlatmışlar… Bu arada midenin zeytin çekirdeklerini erittiğini de hatırlatmışlar. Kaldı ki değil zeytin çekirdeği, mide, mermeri bile eritir malumunuz…

Ancak bu ve benzeri uygulamalar, modern tıbbın protokolüne, ticari zihniyetine uymadığı için -maalesef- bu gibi uygulamaların hep karşısında oluyorlar. Ön açmak, araştırıp doğruyu bulmak, tabii / doğal tedavi ve sağlıkta korunma usûllerini teşvik etmek yerine sürekli engel olma yolunu tercih ediyorlar. Üzülerek ifade etmemiz gerekirse, son yıllarda gerek ülkemiz gerekse tüm dünya üzerinde ilaç sektörünün de tıb âleminin de büyük ekseriyetle ticarileştiğini görmemiz mümkün. Bu da insan olarak bizleri gerçekten endişelendiriyor, söz konusu kurum ve kuruluşlara karşı itimadı sarsıyor.

Ne diyelim, Rabbim encâmımızı hayreylesin.

Üzerinizde hakkım olduğunu düşünmüyorum, varsa da peşinen helâl olsun.

Mevlâ-yi zû’l-Celâl cümlemizden ve bilcümle Ümmet-i Muhammed’den ve evladından râzı olsun. 

Bilmukabele sizler de Allah’a emanet olunuz.

Go to top