Hocam s.a. “kıyamette bizimle abdestsiz namaz kilanlar görülecek” denilmiş, böyle bir söz duymuştum. Abdestsiz derken ne denmek istendi acaba? Bu kişi zikir ve hatim halkalarına oturdu ise, durumunu hiç mi fark etmedi? Kendini helak mi etti? Fark etti ise ne yapması gerekirdi? Benim aklım buraya takıldı. Kul hakki ve her tur vebale giriyordur heralde.. Yaşar Erdoğan – Facebook

*******

Ve aleyküm selam kardeşim;

Tırnak içinde naklettiğiniz mealde bir söz duymadım, bilmiyorum. Ama bildiğimiz bir şey varsa o da, ahirette her şeyin ayan-beyan ortaya çıkacağıdır! Dolayısiyle her şeyin aşikâre olduğu yerde abdestsiz namaz kılanlar da elbette belli olacaktır! Bununla ne denmek istendiği ise açık değil mi? Âcizane, ayrıca bir açıklamayı gerektirecek bir cihetini göremiyorum. Bu bir…

İkincisi; ‘abdestsiz’ derken, bundan kasıt;

a. Bilerek abdestlerini tam almayanlar da olabilir, ki manevi bakımdan felâkettir!

b. Hassasiyet göstermedikleri için, gaflet ve ihmâllerinden dolayı yarım-yamalak, eksik ve noksan abdest aldıkları halde, bunun farkında olmayanlar da olabilir. Dikkatli olmak lazım, bu da büyük vebâli muciptir. 

Malum olduğu üzere, abdest denilince öncelikle taharet akla gelir. Taharetin de en önemli unsurları, istinca, istibra, istikadır. Bu hususta geniş bilgi için bkz. http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/2399-taharet-istinca-istibra-istinka.html

Bunlarda dikkatli olunmazsa, abdest de tam olmaz haliyle… Böyle bir kişinin ibadeti de heder olacağına / boşa gideceğine göre, tabii ki bunun adı ‘helâk’ olur. Yani o gün kişi, yaptığı amellerin mahvolduğunu, boşa gittiğini, harab olduğunu görür. Boşa kürek çekmek, ibadet ediyorum, zikir ve fikirde bulunuyorum diye fuzuli yere kendini aldatmış olduğu yüzüne vurulur. Hele ki bilerek abdestsiz namaz kılan, -hafizanallah- kâfir olur.

Bu durumdaki kişinin yapması gereken ise belli değil mi? Bunda akla takılacak bir şey olmaması gerek.

Abdestini-taharetini tam yapacak, eksik-gedik ve noksanlarını mutlaka ikmâl edip ibadetlerini öyle yapacak. Temelsiz bina olmaz. Taharet ve abdst ise her nevi ibadetin üssü’l-esasıdır. O bakımdan abdestsiz gezmeyi dahi tecviz etmemiştir Allah dostları malumunuz.

Söz konusu ihmâlkârlığın kul hakkıyla da alakası olabilir haliyle… Bir zikir-hatim halkasını düşünün; herkeste irtibat tamam, kanallar açık, feyiz ve nûr akışı mükemmel, ama bakıyorsun bir noktada inkıta‘(kesinti) oluyor. Bunun sebebi de o abdestsiz ya da abdestine-taharetine riayetsiz kişi. Tabii ki vebâl onun omuzunda ve bu hâl kul hukukuna / başkalarının hakkına girmek değil mi? 

Go to top