Halis ECE Hoca Efendi, 24 Kasım 2018 tarihinde vefât etmiştir. Karacaahmet Mezarlığı, 5.Ada kısmına defnedilmiştir. Cenâb-ı Hakk mekânını cennet eylesin. Geride kalanlarına da, sabr-ı cemîl ihsân eylesin.

Not: Siteye soru gönderme işlemi kaldırılmıştır. Arşiv niteliğindeki yazılarından ve soru-cevaplarından istifâde edilmesi temennîsiyle...

Halis ECE

Dilerseniz mevzuyu, daha kolay anlaşılabilmesi için, birkaç soru cümlesiyle ele alalım. Mesela;

- Şevval ayında tutulan “altı gün orucu”nun mahiyeti nedir?

- Bu orucu hemen bayramın ardından ve peş peşe mi tutmak gerekir? Yoksa belli aralıklarla da tutulabilir mi?

- Kaza borcu bulunan kadınlar önce kazalarını mı tutmalı, yoksa “altı gün orucu”nu mu tutmalı?

***

Şimdi de gelelim bu soruların cevaplarına…

Sahih-i Müslim ve Sünen-i Tirmizî’de geçen bir hadis-i şerifte Rasûlüllah Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:

“Kim Ramazan ayında oruç tutar, sonra onun peşinden, şevval ayından da altı gün eklerse, sanki yılın tamamını oruç tutmuş gibi olur.”(1)

Âlimlerin çoğu bu hadis-i şerife dayanarakbu orucu tutmanın müstehap (sünnetlerden) olduğunu ifade etmişlerdir. (2) Sünnet ve müstehap için bkz. http://www.mollacami.net/soru-ve-cevaplar-134.html

***
Peki bu oruç nasıl tutulacak?

Bazılarına göre, Ramazan ayının hemen peşinden tutulması daha güzeldir; çünkü yukarıdaki hadis bir başka rivayette: “Kim hemen bayramın ardından altı gün oruç tutarsa…” diye nakledilmiştir. (3)

Bazıları da bu orucu anlatan hadiste bir ayırım söz konusu olmadığına göre, Şevval içerisinde tutulduktan sonra, nasıl tutulursa tutulsun, fark etmez kanaatindedirler.

Kimileri de, Ramazanın devamı sanılmasın diye aralıklarla tutulmasının daha evlâ olduğu görüşündedirler.

Bunlardan çıkan sonuç şudur:

Müstehap olan bu “altı gün orucu”nu tutmak isteyenler, bunu peşpeşe tutabilecekleri gibi belli aralıklarla da tutabilirler. Bunların birini diğerine üstün kılacak dini bir delil yoktur.

Ayrıca nafile ibadetlerde genişlik ve kolaylık esastır; o bakımdan şevval ayında tutulacak 6 günlük orucu da kişi, dilediği ve kolayına geldiği şekilde tutabilir. Şöyle ki:

a) Dilersehiç ara vermeden eda eder.

b) İsterse haftanınpazartesive perşembe günlerinde tutarak tamamlayabilir.

c) Arzu eder ve şartları da müsaitse, eyyam-ı biyz'ı yani ayın 13-14-15. günlerini de içine alarak tutabilir.

Görüldüğü üzere son iki şıkta, iki sünneti birden yerine getirmiş olur. Yani hem şevval ayınının 6 orucunu hem depazartesi-perşembe oruçlarını ya daeyyam-ı biyzda oruç sünnetini ifa etmiş oluyor kişi...

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) "Kulların amelleri pazartesi ve perşembe günleri Rablerine arzolunur; ben de amellerimin oruçlu bulunduğum halde Allah'a arzolunmasını seviyorum" (4) buyurmuşlardır. Nitekim bir rivayette de, "Rasûlüllah (s.a.v.),pazartesi ve perşembe günleri oruç tutabilmek için imkân arardı / fırsat kollardı" (5) denilmiştir.

Eyyam-ı biyzyani ayın parlak günleri olan 13-14-15. günleriyle alakalı olarak da buyrulmuştur ki, "Rasûlüllah(s.a.v.)ayın on üç, on dört ve on beşinci günlerinde biyz orucunu tutmayı emrederdi..." (6) Tabii buradaki emirden kasıttavsiyedir, bu orucunsünnet oluşudur.

***

Kadınların borçlarına gelince…

Âlimlerden meseleyi şöyle anlayanlar vardır:

Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevvalden de altı gün ilave ederse…” buyrulduğuna göre, Ramazan tamamlanacak ve ayrıca Şevval’den de ona, “altı gün” eklenecektir.

Öyleyse kadınlar -eğer varsa- öncelikle Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını kaza edecekler; sonra altı gün daha tutmuş olacaklar ki, Ramazanı tamamlamış ve ona Şevval’den eklemiş olsunlar.

Mesele elbette böyle anlaşılabilir; ancak, şöyle de anlaşılması mümkündür:

Ramazan orucu farzdır ve asıl tutulması gereken oruç budur. Başka hiçbir oruç buna denk görülmemeli ve denkmiş gibi tutulmamalıdır. Ancak Ramazan orucunun insanları fazla yormaması ve en rahat tutulabilmesi için dinin sahibi bizi teşvik ederek Recep ayından oruca alıştırmaya başlar… Şaban’da oruç biraz daha çoğalır… Böylece Ramazan ayına birden ve aniden girilmemiş, hazırlıklı ve alışmış olarak girilmiş olur.

Ramazan bitince de oruç yine birden bırakılmış ve böylece beslenme alışkanlıkları keskin zikzaklarla değiştirilmiş olmaz. Belli aralıklarla bir “altı gün” daha tutularak, hem ameller bire on karşılık göreceği için sevap katlanmış, hem de sağlığın korunmasına dikkat edilmiş olur. Bunun bir hikmeti de bu olsa gerektir.

Bir başka hikmeti de, kadınların Ramazan’da tutamadıkları oruçlarını, vakit kaybetmeden hemen Ramazanın ardından tutulmaları teşvik edilmiş… ve bu oruçta kadın erkek ayrılmadan erkeklerin de tutmaları, böylece kadınlara destek olmaları sağlanmış olur.

Şevval’in altı gün orucunun eğer böyle bir hikmeti varsa, o zaman bu orucu peş peşe tutmak yerine, önce daha az, sonra daha fazla aralıklarla tutmak daha uygun olmalıdır. Tıpkı arabayla bir tünele girerken gözleri alıştırmak için, önce ışığın yavaş-yavaş azaltılması, çıkarken de yavaş-yavaş çoğaltılması gibi…

Yine böyle bir hikmetin var olduğunu kabul ettiğimizde, kadınlar Ramazan’da tutamadıkları oruçlarını Şevval’de kaza ederlerse, hem borçlarını ödemiş, hem de şevval’de altı gün oruç tutmuş olurlar diyebiliriz.

Tabii ki netice itibariyle bütün bunlar, birer anlamaya çalışma gayretinden ibarettir.

***

Altı gün orucu hakkında söylenmiş son ve kesin hükmü şöyle özetleyebiliriz:

Ramazan ayı ve bayramından sonra Şevval ayı içinde, halkımız arasında "altı gün orucu" adıyla bilinen orucu tutmak -yukarıda da belirttiğimiz üzere- sünnettir.

Şevvâl ayının ilk gününde yani ramazan bayramının birinci günü oruç tutulması haramdır. Bayramın diğer günlerinde ise kaza ya da nafile oruç tutulabilir.

Ramazan ayının bir nevi tamamlayıcısı durumunda olan Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruç, bir Müslüman'a bütün bir yıllık oruç sevabı kazandıracaktır.

Gene yukarıda belirttiğimiz üzere bu altı günlük orucun bitişik olması, yani ara vermeden tutulması mecburiyeti yoktur; belli aralıklarla da tutulabilir. Mesela evvelinde, ortasında ve sonunda da olabilir. Ancak bu oruç, şevvalin 12’si ile 17’si arasında tutulduğunda “eyyâm-ı biyz” da oruçlu geçirilmiş, dolayısiyle iki sünnet birlikte yapılmış olacağından çok büyük sevabı vardır.

HasılıResûlüllah Efendimiz (s.a.v.),Şevvalayından 6 gün oruç tutanların, senenin tamamını oruçlu geçirmiş olacağı müjdesini vermiştir. (7)

***

6 günlük oruçla nasıl bir senelik oruç sevabı elde ediliyor?

Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruçla, bir yıl oruç sevabının nasıl elde edileceği âlimlerce şöyle ifade edilmiştir:

Yüce dinimizce,bir iyilik yapana on sevap verileceği yolundaki ayet-i kerime(8)esas alındığında, bir Müslüman otuz günlük ramazan orucuna ilâveten şevvâl ayındaki altı günlük oruçla 36(otuz altı)gün tutmuş olmaktadır. 

Bu 36(otuz altı)rakamı, hadis-i şerifte ifade edilen 10(on)sevap ile çarpıldığında, 360(üçyüz altmış)gün elde edilir. 

Böylece kameri ay hesabıyla bütün bir yıl oruçla geçirilmiş gibi olur.

***

Bir menkabe

Şevval Orucunun faziletiyle alakalı Süfyân-ı Sevrî (k.s.) hazretleri şunları söylemiştir:

“Ben Mekke-i Mükerreme’de üç sene oturdum. Mekkelilerden bir kimse her gün Harem-i Şerif’e gelir, tavaf eder, namaz kılar ve bana selâm verip giderdi.

Gel zaman, git zaman, ben bu kişi ile tanıştım. Dostluğumuz daha da ilerledi, samimiyetimiz arttı.

Bir gün o kimse beni yanına çağırdı ve dedi ki:

- “Şayet senden evvel ölürsem, o vakit kendi ellerinle beni yıka, namazımı sen kıldır ve beni defneyle. İlk gece de beni terk etmeyip kabrimde geceleyerek, Münkereynin (Kabre gelerek soru soran iki melek; münker ve nekîr) sual sorması anında bana devamlı Tevhidi telkin et, diye vasiyette bulundu.

Ben de o kimsenin dediklerini yapmayı kabul ettim.

Bir zaman sonra o kimse vefat etti. Ben de, bana yaptığı vasiyete uyarak verdiğim sözü yerine getirdim. Defin işi de bittikten sonra, kabrinde gecelemeye karar verdim. Çünkü buna da söz vermiştim.

O gece kabri beklerken bana bir ağırlık çöktü, hafifçe dalmışım. Uyku ile uyanıklık arasında iken;

- Yâ Süfyan! Beni korumana ve senin telkinine ihtiyaç kalmadı. Artık sen gidebilirsin, diye bir ses işittim. O zaman ben de kendisine sordum:

- Ne sebeple bu lûtfe eriştin, bu fazilete nail oldun? Cevaben dedi ki:

- Ramazan-ı Şerif’in orucunu tutup, Şevval’den altı gün daha ekleyerek oruç tutmam sebebiyle...

O esnada ben uyandım. Yanımda kimseyi görmedim. Gördüğüm bu zuhurata tâbi olayım mı, olmayayım mı, tereddüt geçirdim.

Abdest aldım, iki rek’ât namaz kıldım, tekrar uyudum. Böylece haatıftan gelen sesi üç kere duydum. Anladım ki bu Rahmânîdir, şeytandan değildir. O zaman kabrin yanından ayrıldım. Şevval orucunun fazîletini, yardımını böylece kavramış oldum ve şöylece dua ettim:

Yâ Rabbi! Beni Ramazan Ayı’nın orucuna ve Şevval’den altı gün oruç tutmaya muvaffak kıl.’ Ve Allah Teâlâ beni bu işe muvaffak kıldı ve bunu bana nasip etti.”

Rabbim (c.c.), farz olan Ramazan orucunu ifadan sonra, sünnet olan bu 6 günlük Şevval orucunu da eda edebilmeyi cümlemize nasip ve müyesser kılsın.


DİPNOTLAR
(1) en-Nevevî, Riyazu's-Sâlihîn, Hadis No: 1251.
(2) el-Fetâva’l-Hindiyye, Hey'et, 1, 201.
(3) Kütüb-i Sitte Muhtasarı, 17, 166.
(4) Tâcu'l-Usûl, 2, 89.
(5) İbn Mace, Sünen, 1, 553.
(6) el-Mübârekfûrî, M. Abdurrahman b. Abdirrahîm, Tirmizi şerhi Tuhfetü'l-Ahvezi, 3, 469.
(7) Mübarek Gün ve Gecelerde Yapılması Tavsiye Edilen Dua ve İbadetler, Fazilet Neşriyat, İstanbul 1983, s. 45.
(8) En’âm suresi, 6/160. 

Yılbaşı Hakkında

yilbasi

Go to top